6 Şubat’ta meydana gelen deprem nedeniyle bölgede inceleme yapan akademisyenler donatı ve binalarda kullanılan taşıyıcı sistemin asmolen döşeme yapılmasının facianın boyutunu arttırdığı ortaya çıktı.
Depremden etkilenen 10 ilde günlerce çalışma yapan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, Gaziantep'in Nurdağ ilçesini örnek göstererek Trabzon'un Ortahisar ilçesinde bulunan Beşirli mahallesindeki riske dikkat çekti.
Türkiye'de yıllardır tartışma konusu olan asmelon kullanımı Kahramanmaraş merkezli depreminin ardından bir kez daha gündeme geldi. Asrın felaketi olarak adlandırılan yıkıcı depremlerin ardından depremden etkilenen 10 ilde akademisyenler tarafından yapılan çalışmada yetersiz beton kalitesi, yetersiz donatı ve binalarda kullanılan taşıyıcı sistemin asmolen döşeme yapılması tespit edildi. Depremin ikinci günü 15 kişilik ekiple bölgeye giden ve binlerce binayı inceleyen Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, Gaziantep'in Nurdağ ilçesinde gördükleri manzaranın Trabzon'un Ortahisar ilçesinde bulunan Beşirli mahallesindeki evlerin durumunu bire bir yansıttığını dile getirdi.
"Nurdağ ilçesinde gördüğümüz manzara Beşirli bölgesindeki evlerin durumunu bize bire bir yansıtıyor"
Asmolen döşemeler ile ilgili 2018 Türkiye bina deprem yönetmeliğinde çok fazla kısıtlayıcı maddeler olduğunu ifade eden Altunışık, “Depremlerden sonra gördüğümüz yıkılma nedenlerinin başlıcalarını sayarsak en önemli nedenlerden bir tanesi yetersiz beton kalitesi, yetersiz donatı, binalarımızda kullanılan taşıyıcı sistemin asmolen döşeme yapılması. Özellikle binalarımızın alt katlarında bulunan dükkan katları yetersiz perde ve zemin koşulları. Asmolen döşemeyle alakalı özellikle Gaziantep ili Nurdağ ilçesinde gördüğümüz manzara bizim de bölgemizde özellikle Beşirli bölgesinde evlerin durumunu bize bire bir yansıtıyor. Binalarımızın alt katlarında yüksek katlı etrafında camlarla çevrili dükkan katlarımız var ve bu dükkan katlarımızdan sonra binalarımız bir anda şişiyor. Yani yanlara doğru çıkmalar yaparak daha büyük bir mantar şeklinde büyüyerek devam ediyor. Bu şekilde olan binaların içerisinde kolonların birbirine bağlayan kirişler odaların içerisinden geçmesin diye normal bildiğimiz rijitliği yüksek derin kirişler değil de yassı kirişler dediğimiz asmolen kirişlerle beraber inşa edilmek zorunda kalınıyor. Bu aynı zamanda binaya oldukça fazla bir ağırlık getiriyor. Bir bina ne kadar ağır olursa depremde de o kadar fazla kuvvet alıyor ve herhangi bir yatay kuvvet altında da binanın rijitliğinin az olması nedeniyle binaların oldukça fazla yıkımı meydana geldiğini görüyoruz. Bu nedenle asmolen döşemelerimizle alakalı 2018 Türkiye bina deprem yönetmeliğinde çok fazla kısıtlayıcı maddeler var. Fakat mühendislerimiz bunları elimine etmek için biraz daha asmolen döşemeleri kullanmak için ısrar ediyorlar. Bizim bir an önce asmolen döşemelerle alakalı bu maddeleri daha da zorunlu hale getirmeli ve artık satik proje aşamasında asmolen döşemelerden özellikle de deprem bölgelerinin yoğun olduğu faya yakın olduğu yerlerde ivmelerin büyük olduğu yerlerde asmolen döşemelerden kaçınmanın depreme dayanıklı yapı tasarımında çok önemli bir parametre olduğunu düşünüyoruz” dedi.
“Camekanlarla birlikte orası bir galeriye dönüşmüş olan yerlerde acil incelemeye gidilmesi lazım”
Özellikle belirli bir tarihten önce inşa edilmiş binaların acil olarak incelenmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, “Özellikle dolgu zemini oturmuş alt katları dükkan katı olan yüksek dükkan katı olan etrafında duvarları yıkılmış camekanlarla birlikte orası bir galeriye dönüşmüş olan yerlerde acil incelemeye gidilmesi lazım. Çünkü binalarımızın özellikle bu katlardan dolayı yıkıldığını görüyoruz. Buralarda gerekli olması durumunda da belki güçlendirme sistemleri uygulanabilir” şeklinde konuştu.
“Bölgenin korozyon haritası çıkarılsın”
Bölgenin korozyon haritası çıkarılması gerektiğini kaydeden Altunışık, “Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde örneğin bizim için bodrum katı olan bütün binalarda korozyon çok önemli bir faktör. Ne demektir korozyon? Binamızın kolonları içerisinde bulunan demirlerin su almasıyla birlikte yapısal özelliğini kaybetmesi. Artık öyle bir noktaya geliyor ki 20-30 yıllık binalarda betonun kabuğunu açtığınız zaman donatıyı elle koparabilecek noktaya geliyorsunuz. Özellikle bodrum katlarında bu bölgenin korozyon haritasının çıkartılması bu bölgelerde özellikle bodrum katlarında korozyon temizliği yapılarak gerekli görülmesi durumunda donatı ekilmesi yapılması çok önemli olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Asmolen döşeme nedir?
Bir tür tuğla olan asmolen, tavan tuğlası ya da döşeme tuğlası olarak da adlandırılır. Düz bir tavan elde etmek için yapılır. Ayrıca ses yalıtımı sağlar ve duvar ya da döşemelerde, kirişli döşemeye göre daha az çıkıntıya neden olur. Kalıp işçiliği de kolaydır ve kalıp maliyeti düşüktür. Asmolen döşeme; döşemelerin, en fazla 70 cm aralıklarla olmak üzere ana çerçeve kirişlerinden daha dar kirişlerle, tek yönlü ya da çift yönlü şekilde bölünmesi ve bu kirişler arasındaki boşlukların çeşitli hafif dolgu malzemeleriyle doldurulmasıyla oluşturulan döşeme sistemi asmolen döşeme olarak adlandırılır.