Dedi: Sayıştay nasıl bir kuruluştur?
Dedim: Devletin ve belediyelerin maddi ve manevi denetimlerini, TBMM adına yapan anayasal bir kuruluştur. Sayıştay’ın daireleri, dairelerde üyeleri ve denetçileri vardır.
Dedi: Asli görevleri nedir, kimler çalışır, çalışma formatları nasıldır?
Dedim: İşin uzmanı olan yüzlerce Sayıştay denetçisi, her yıl belediyeler dahil bütün kamu ve kurumlarının işleyiş ve hesaplarını didik didik inceler. Denetçiler tek tek rapor hazırlar. Raporlar belgeli olmak zorundadır. Hiç kimsenin öyle gelişigüzel rapor yazması söz konusu değildir.
Dedi: Trabzon’da ve belediyeler özelinde soruyorum; sadece Trabzon büyükşehir belediyesini mi denetler?
Dedim: Hayır, öyle bir şey söz konusu bile olamaz. Tüm belediyeleri istisnasız denetler ve raporunu hazırlar?
Dedi: Peki denetimlerin sonucu raporlara nasıl yansır?
Dedim: Bulgu, kamu zararı, suç unsuru ya da yargıya intikal şeklinde yansır.
Dedi: Sadece bulguların yer aldığı, kamu zararı, suç unsuru ya da yargıya intikal gibi hiçbir şeyin bulunmadığı Trabzon büyükşehir belediyesi Sayıştay raporunu sanki yolsuzluklar varmış gibi lanse ettiniz. Öyle bir algı oluşturmaya çalıştınız. Bunun nedeni bastırdığınız kitapları alması için dayatma yapmanız olabilir mi?
Dedim: Sessiz kaldınız!...
Dedi: Sayıştay, tüm belediyeleri istisnasız denetler ve raporunu hazırlar dediniz. Trabzon’un en büyük ilçesi Ortahisar ‘ın ve diğer ilçelerinin raporlarını incelediniz mi?
Dedim: Hayır İncelemedim.
Dedi: Bu belediyelerin raporunu incelememenizin nedeni acaba sınava tabii olmadan size ya da birilerine yakın kişilerin, işe alınmış olması olabilir mi?
Dedim: Bu konuda da cevabınız yok sanırız? Yine sessizliğe büründünüz!
Dedi: Ama siz sadece Trabzon’da büyükşehir belediyesi ile ilgili yazıyorsunuz. Gazeteci; halkın bilgi edinme hakkı uyarınca haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüğünü kullanırken kendi açısından sonuçları ne olursa olsun gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorunda değil midir?
Dedim: Hayır, bizler kurum ya da belediye ayırt etmeyiz. Ancak işimize gelmediği noktada, o kurum üzerinde tahakküm kuramadığımızda, o kurumun başına atanacak ya da seçilecek kişiyi biz belirleyemediğimizde, o kuruma eleman aldıramayınca karalama kampanyası başlatırız.
Dedi: Peki sizin gazetecilik mesleğinizin haricinde ticaretle uğraştığınızı da biliyoruz. Geçtiğimiz yıllarda yaptırdığınız öğrenci yurtlarının imara aykırılığını gazeteler aracılığıyla itiraz eden meclis üyesi veya üyelerini manşet ve yazılarla hedef haline getirdiniz mi? Bilmiyorum ve soruyorum.
Dedim: Çok düşündünüz!..
Dedi: Bir milletvekilinin, Büyükşehir belediye başkanına bir yatırımından ötürü teşekkür etmemesini “Sen Büyükşehir olarak bu yatırıma hiç para koymadın. Senin burada emeğin yok ki sana teşekkür edeyim” sözleriyle kaleme aldınız. Ama siz de şahsınıza ait bu yurtlar için ilgili bakanlıktan teşvik almadınız mı? Burada bir tezat durum yok mu? Kaldı ki burada bir şehir için yapılan yatırım var diğeri sizin şahsınıza ait.
Dedim: Yine durdunuz. Cevabınız yok sanırım. Devam edelim o halde.
Dedi: TBMM’deki görevlerinden dolayı, kırmızı plakalı makam araçlarını kullanan geçmiş dönem bir milletvekilini sürekli eleştirmişken şimdilerde yine kırmızı plakalı araçla gezen başka bir milletvekilini eleştirmediniz mi? Gazeteciliği kişiler üzerinden adamına göre, partisine göre mi yapıyorsunuz?
Dedim: Şu an kırmızı plakalı araç kullanan milletvekiliyle bir sorunum yok. Kendisi de iktidar partisinden değil.
Sizin çok sevdiğiniz ve sık sık kullandığınız “dedi – dedim” yazı formatını bir de biz kullanalım dedik.
Tekrar ediyoruz; Trabzon’da fotoğraf makinelerinin objektifi, gazetelerin yazı puntoları ile bu güne kadar geldiniz ama devriniz bitti! İnsanlara iftira attığınız, yalan konuştuğunuz her fırsatta, biz burada olacağız…
Günaydın Trabzon Gazetesi