Avrupa'nın 4 ayrı kulübünden gelen teklifleri 'Takımı yüzüstü bırakmam' diyerek reddeden bir isimdir, Enis Bardhi.
Bilmiyorlar ki; Trabzonspor Kuzey Makedonyalı oyuncu Bardhi’yi gönderse kasasına 3 milyon 750 bin Avro sıcak para girecekti. Fakat Bardhi yönetime ’Trabzonspor’u ben bu şekilde bırakıp bir yere gitmem’ diyerek tekliflerini geri çeviren onurlu bir davranış sergiledi. Trabzonspor’a olan sevgisinden dolayı kadro derinliği olmayan takımına destek olmak adına, ’Beni isteyen kulüpler sezon sonunda da beni isteyecektir, şu an kalmam takım için faydalı olacaksa müsadenizle kalırım’ diyerek bu teklifleri elinin tersiyle ittiğinden haberinizi var mı? Yok tabi... Taraftar kendi takımını ancak bu kadar sabote edebilir. Bardhi bir pozisyonda hata yaptığı için hep bir ağızdan oyuncusunu yuhalayanlara Trabzonspor taraftarı demek ne kadar mümkündür?
Ya bizim yerlinin yerlisi dediğimi oyuncumuz ne yaptı? Trabzonspor’un ona ihtiyacı varken gidip kulüp başkanına, ’Ben Trabzonspor formasını giymek istemiyorum’ diyerek kapıları kapattı. İşte Avrupalı ile yerlinin arasındaki fark burada yatıyor. Abdulkadir Ömür’ün altyapısından yetiştiği varlığını borçlu olduğu takıma karşı aynı hassasiyeti göstermedi, gösteremedi. Yabancı kontenjanında yer alan Enis Bardhi ise takımını devre arasında yalnız bırakmamak adına sergilediği bu hassasiyet aradaki farkı gözler önüne serdi. Şimdi yaşananları öğrendiniz. Bardhi’yi Hatayspor müsabakasında yuhalayanlar utandınız mı? Ömür'ün ayrılığı sonrası Enis Bardhi'nin Trabzonspor'a karşı gösterdiği bu davranış karşısında adam olan utanır.
Böyle taraftarlık olmaz olsun!
Yuhaladığın futbolcuyu gol atınca alkışlıyorsan, sorunu kendinde aramalı insan.10 dakikada ne değişti? diye sorgulamalı, kendini. Maç bitmeden oyuncuyu yuhalayarak oyundan düşürüyorsan, sen bu şehrin taraftarı olmazsın. Ancak düşmanı olursun. Şimdi sor bakalım kendine kim daha Trabzonlu.