2016 Rio ve 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda altın madalya kazanan Trabzonlu milli masa tenisçi Abdullah Öztürk, Paris Olimpiyatları’nda da bunu başarıp Naim Süleymanoğlu gibi tarihe geçmeyi hedefliyor.
2016 Rio ve 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları'nda altın madalya kazanan Trabzonlu milli masa tenisçi Abdullah Öztürk, Paris Olimpiyatları'nda da bunu başarıp Naim Süleymanoğlu gibi tarihe geçmeyi hedefliyor.
Başarılarıyla dikkat çeken Abdullah Öztürk, azmiyle herkese örnek olan bir insan. Ay-yıldızlı forma ile 2 olimpiyat şampiyonluğu, Trabzonspor forması ile de sayısız Türkiye şampiyonlukları var. Önce Rio'da ardından da Tokyo'da Paralimpik Oyunları'nda altın madalya kazanan Abdullah Öztürk, TSYD Trabzon Dergisine konuştu. Hedefinin 3. altın madalya olduğuun söyleyen Öztürk, "Paris'te bunu başarıp Naim Süleymanoğlu gibi tarihe ismimi yazdırmak istiyorum" dedi.
Sporla hastalığını durdurdu
Doğuştan kas erimesi hastalığı nedeniyle tekerlekli sandalye ile çocuk yaşta tanışan ama hayata küsmek yerine mücadele etmeye karar verip spora yönlenen Abdullah Öztürk, bu sayede kas erimesi hastalığındaki ilerlemeyi durdurdu. Önce tekerlekli sandalye basketbolu oynamaya başladı, Ümit Milli Takım'a bile yükseldi. Ama 2007'de başladığı masa tenisinde adını tüm dünyaya ezberletti; Olimpiyat, Avrupa ve Dünya Şampiyonu oldu.
"Tarama sayısı artırılmalı. Aileler eve kapatmaktansa, onlara güvenmeli"
Ekim ayında İspanya'da Dünya Şampiyonası olduğunu ve orada final oynamak istediğini kaydeden milli sporcu, "Ardından tamamen tarihi bir hedefe odaklanacağım. Tek hayalim 3. kez olimpiyat şampiyonu olmak. Bunu Naim Süleymanoğlu başardı, ben de bu gururu yaşamak istiyorum. Güzel ülkeme bunu armağan etmek, tarihe adımı yazdırmak için kamp dönemlerinde günde çift idmandan toplam 5 saat, diğer dönemlerde haftanın 5 günü 3 saat çalışıyorum. Çok yoruluyoruz ama o hedef için çalışmak zorundayım" dedi.
"Sporla hayata tutunabilirler"
Paralimpik branşlarda madalya sayısının hızla arttığına dikkat çeken Öztürk, şunları söyledi:
"Türk sporcular katıldığı bütün branşlarda madalyalara ambargo koyuyor. Bunun bir parçası olmak mükemmel bir duygu, büyük bir gurur. Engelli bireylerin hayata tutunmalarının sporla mümkün olduğunu iyi biliyorum. Bence keşfedilmemiş binlerce engelli yetenek var. Devletimiz bu konuda seferber oldu ama daha fazlası olmalı. Tarama sayısı artırılmalı. Aileler eve kapatmaktansa, onlara güvenmeli, sporla buluşturmalı. Basın daha çok haber yapmalı, halkımız duyarlı olmalı, destek vermeli. Ve en önemlisi engelli bireyler hayata küsmek yerine kendilerine güvenmeli."
"Trabzonspor bana moral verdi"
Trabzonspor fanatiği Abdullah Öztürk, hayatında hocasına söylediği 'tatlı yalanı' da ilk kez anlattı:
"Geçen sezon başında şampiyon olacağımız içime doğmuştu, zaten son derece doğru tespitler, zamanında yapılan transferler vardı. İlk haftalar Tokyo Olimpiyatları'ndaydım. Final maçımdan önceki gece Giresunspor maçı vardı, saat 03.00'a denk geliyordu. Benim Trabzonspor sevdamı bilen antrenörüm, 'sakın maçı izleme, uykusuz kalırsın, birkaç saat sonra maça çıkacaksın' dedi. 'Tamam' dedim ama ilk kez onu dinlemedim, saati kurdum gece 3'te uyanıp maç izledim. 1-0 kazanmak moral oldu bana. Ardından ben o moralle final maçına çıkıp Olimpiyat şampiyonu oldum."
"Sonunda yine biz güleceğiz"
Trabzonspor şampiyon olunca kendisini dünyanın en mutlu insanı olarak hissettiğini kaydeden Öztürk, "Çünkü o anı çok bekledim. Alınan her sonuçla üzüldüm kederlendim veya mutlu oldum. Şampiyonluk kutlamalarına katılamadım çünkü peş peşe Fransa ve Slovenya'da yarışmalara katılmıştım. Milli bir görev olduğu için çok gururluydum ama kutlamalarda bulunmayı çok isterdim. Ama sorun değil, Trabzonspor bir kez şampiyon olunca, uzun yıllar devamını getirmiştir, tarih bunu yazıyor. Yine şampiyon oluruz ve ben de kutlamalara katılırım. Bu sezon da çok iyi bir kadromuz var, sonunda yine biz güleceğiz" diye konuştu.