Öğretmen ataması için geri sayım sürerken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ‘devrim’ diye nitelediği Öğretmenlik Kanunu'nun detaylarını ve planlanan yeni atama sistemini anlattı.
Öğretmen adayları atama takvimi için bekleyişini sürdürürken, gözler bir sonraki Kabine toplantısına çevrilmişti. Atama bekleyen öğretmen adayları bir yandan da mülakat olup olmayacağını merak ederken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda 'devrim' niteliğinde düzenlemeler yapılacağını söyledi. Üzerinde çalıştıkları taslağın ayrıntılarını anlatan Bakan Tekin, fakülteyi bitirip KPSS’yi kazanmanın öğretmen olmak için artık yeterli olmayacağını belirtti.
Yeni Şafak'a konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, atamalardan önce adayların 550 saati bulan Milli Eğitim Akademisi'nde eğitime alınacağını söyledi.
Bakan Tekin, Anayasa Mahkemesi’nin bazı hükümlerini iptal ettiği Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili yeni çalışmanın tamamlanmak üzere olduğunu ifade ederek taslak hazırlanırken dünyadaki modellerin incelendiğini bildirdi. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda devrim niteliğinde düzenlemeler yapılacağını söyleyen Bakan Tekin, üzerinde çalıştıkları taslağın ayrıntılarını anlattı.
Öğretmenlik Meslek Kanun Taslağı'nı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın başkanlığındaki kurula sunduklarını, kısa süre içerisinde taslak üzerinde görüşmelerin başlayacağını, görüş ve öneriler doğrultusunda revize edileceğini söyleyen Tekin, "Türkiye’de öğretmenlerin nitelikleri ve seçiminden, öğretmenlerin hizmet içi eğitimine kadar birçok konuyu düzenleyen kanun için 'Devrim niteliğinde' diyebiliriz. Anayasa Mahkemesi bu kanun ile ilgili bir iptal kararı verdi. İptalin ardından kanunun yeniden ele alınması gerektiğine karar verdik. Hazırladığımız taslak metnin başlıklarını vereceğim ama bunlara kurulda ilaveler, çıkarmalar olabilir. Kanun, öğretmenlerin ve yöneticilerin hak, ödev ve sorumlulukları, öğretmenlik mesleğinde kariyer, eğitim çalışanlarının şiddetten korunması, öğretmenlerin hizmet içi eğitimi gibi konuları kapsayacak” dedi.
Tamamen öğretmen yetiştirmeye odaklanacak bir Milli Eğitim Akademisi kuracaklarını belirten Tekin, "Dünyadaki örnekleri inceledik. Dünyada şu anda lisanstan sonra direkt öğretmenliğe atayan ülke neredeyse kalmadı. Öğretmenlerin hem istihdam süreci hem de istihdamdan sonra hizmet içi eğitimde mesleki yeterliliklerinin güncel gelişmelere göre revize edilmesi konusunda ciddi bir eksikliğimiz var bizim. Akademi bu eksikliği giderecek. Lisans mezunu bir öğretmen adayı Fransa’da 216 saat, Belçika’da 160 saat, İspanya’da 550 saat, İtalya’da 550 saat, Hollanda’da 370 saat, Türkiye’de ise 96 saat uygulama dersi alıyor" diye konuştu.
Tekin, Milli Eğitim Akademisi’nde öğretmen adayının teorik ve uygulamalı derslerden oluşan bir hazırlık eğitimi alacağını söyledi. “Bu eğitim esnasında adaylar devlet memuru olarak kabul edilmeyecek ancak emeklerinin karşılığı olacak şekilde bir ödeme yapılacak. Adaylar akademiye KPSS puanı ile alınacak. Akademide başarılı olursa sözleşmeli olarak atanacak. 3 yıl çalıştıktan sonra kadroya geçecek. Avrupa ülkelerindeki saate yakın bir eğitim programı planlanıyor. Aldığımız adayın formasyonuna göre eğitim takvimi şekillenecek.” Akademi ile pedagojik formasyon denilen eğitimin aslında 550 saatte verileceğini vurgulayan Tekin, uygulamanın bakanlığın belirlediği okullarda yapılacağını kaydetti. Tekin, “Branş fark etmeksizin öğretmenlik meslek bilgisi, özel alan eğitimi, sanat, spor, kültürel beceriler, dil, kültür ve manevi değerler alanlarında eğitim verilecek. Bizim programımız kapsamında öğretmenlerimizi eğitmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
Akademinin yapısı ve teşkilatlanması hakkında da bilgi veren Tekin, “Akademinin merkezi Ankara olacak ve taşrada hizmet içi eğitim birimleri olacak. Fiziki şartların uygun olduğu, daha çok büyük şehirlerde teşkilat oluşturulacak. Eğitimleri tecrübeli öğretmenler, üniversitelerde alanda uzmanlaşmış hocalar verecek. Bu kişilere geçici ya da daimi kadro ihdas edilecek. Özlük hakları itibariyle dekan düzeyinde olacak. Doğrudan bakanlığa bağlanacak. Toplam kadro sayısını belli oranda geçmeyecek şekilde başarılı eğitimcileri de sistemin içerisine dahil etmiş olacağız. Dolayısıyla yaklaşık 750 kişilik bir kadrosu olan devasa bir birim haline dönüşecek. Taşranın bize avantajı şu olacak. Öğretmen adaylarımızı her tür sosyoekonomik bölgeyi ve her tür okul, öğrenci profilini görmüş olacak. Bu bence öğretmen yetiştirme ve Türkiye’nin dünyaya ayak uydurması anlamında devrim niteliğinde bir adım olacak” bilgilerini paylaştı.