MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Sinan Ateş davasına ilişkin iddialara tepki gösterek, "Sinan Ateş davası derhal başlamalı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , partisinin TBMM'deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bahçeli, Osman Kavala'nın tutukluğunun yeniden gündeme gelmesiyle ilgili, "Hiçbir organ ve makam mercii ya da kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, tavsiyede bulunamaz." dedi.
Sinan Ateş davasına ilişkin iddialara tepki gösteren Bahçeli, "Sinan Ateş davası derhal başlamalı. Ne biliyorlarsa acilen mahkemeye yetiştirsinler. Bakalım hukuki süreç Ankara'da mı bitecek Pensilvanya'ya mı dayanacak hep beraber göreceğiz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in görüşmesini değerlendiren Bahçeli "Muhabere yerine müzakere ile Türkiye'mizin yükseliş sürecine herkes destek vermelidir. DEM'lenmek yerine şekerli suyu tercih etmek akla en yatkın seçenektir." diye konuştu.
İşte Bahçeli'nin konuşmasında öne çıkan satır başları:
1 Mayısta yalnızca görevini yapan ve sağduyulu tavrı sebebiyle Türk polisine düşmanca saldıranlar nefretle muamele edenler biliniz ki Haçlı kalıntısı düşman bakiyesidir! 1 Mayıs emekçi ve dayanışma gününü intikam gününe tahvil etmek için çırpınan şehir eşkıyasının meselesi ne emek ne de dayanışmadır. Hayatları tembellikle geçen küçük bir azınlığın Taksim'e yürüme gayesi her şeyden evvel maksatlıdır. Emek ve Dayanışma Günü'nü ülkenin her yerinde kutlamak mümkündür. Bu taksim ısrarı nedendir. Emekle Taksim'in ne alakası vardır. Üç beş haydut 1 Mayıs'ı terörize etti. Türk polisi ile iftihar ediyor hepsine teşekkür ediyorum. Polislerimiz asıl emekçidir. Bunu görmeyenler cümlesi ile haindir.
Türkiye'nin İsrail'in yargılandığı davaya müdahil olması önemli adımdır. Türkiye'nin İsrail ile ihracatını diline dolayanların fitne çıkarları bozulmuştur. Netanyahu için hesap günü yakındır. Bundan kaçış söz konusu değildir. 35 bin kişinin dökülen kanı Netanyahu'yu boğacaktır. Hem Türkiye hem de dünyada pek çok ülke zalim İsrail'e karşı ayaktadır.
İsrail'in Gazze katliamı pek çok ülkede protesto edilmiştir. Barbar saldırılar lanetlenmiştir. İsrail vatandaşları da hükümetlerini kınamakta saldırıların durmasını talep etmekte. ABD'de bir üniversitede mezuniyet töreninde öğrenciler Filistin bayrağı açmış, soykırım karşıtı sloganlar atmıştır. Öğrencilere ters kelepçe uygulaması yapan ülkelerin hali rezalettir. Hani nerede insan haklarına riayet. Hani nerede adalet ve hukuka bağlılık.
Bizim bu çifte standarda karşı karnımız tok yüzümüz dönüktür. İnsanlık zulüm karşı bilenmiştir. Takas ve ateşkes anlaşmasının çıkmaza girmesi tehlikelidir. Netanyahu müzakere sürecini dinamitliyor. Bedel ödemesi artık hukuk namusudur. BM artık devreye girmelidir. Bölge bıçak sırtındadır. ABD'nin güvenilmez politikaları cinayetleri teşvik etmekte. Gazze dünya için turnosol kağıdıdır. Türkiye yeri ve zamanı geldiğinde iç ve dış işgalcilere günü gösterecek güce sahiptir. Mazlumların sesi Türkiye'dir. Gazze süreci kimin medeni olduğunu gösteriyor.
Siyasette duvar örersek yanlışa düşeriz. Sıkılı yumrukların açılması, yumuşamanın hakim olması halisane dileğimizdir. Kutuplaşmak yerine kucaklaşma lazımdır. Yumuşamanın hakim olması dileğimizdir. Siyaset kavga arenası değil konuşma sahasıdır. Muhabere yerine müzakere ile Türkiye'mizin yükseliş sürecine herkes destek vermelidir. DEM'lenmek yerine şekerli suyu tercih etmek akla en yatkın seçenektir. Sayın cumhurbaşkanımız ile CHP başkanının görüşmesini es geçip boşa düşmeleri kendi bilecekleri şeydir. Biz ülkesi için dolu hevesi olanların ne söylediğine bakıyoruz. Siyasetin yumuşamasının vasatı Türkiye'nin ortak çıkarları, ortak geleceğidir.
Türkiye'de yargı yetkisini Türk milleti adına kullanan bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir. Anayasanın 138. maddesine göre hakimler görevlerinde bağımsızdırlar anayasaya kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kararlarına göre hüküm verirler.
Neymiş CHP Genel Başkanı Avrupa Parlamentosu'nu ziyaret ettiğinde saati sorunca 'Sen önce Kavala'yı çıkar' cevabını almış Anlamadığımız şudur, sayın Özel'in kolunda saati yok mudur, haydi yok diyelim beraberindeki arkadaşlarında da mı yoktur? Sayın Özel'in saati sormak yerine PKK ve FETÖ'ye verilen destekleri muhataplarının yüzüne vurması gerekmez miydi?
Hiçbir organ ve makam mercii ya da kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, tavsiyede bulunamaz. Görülmekte olan bir davada yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru soramaz, görüşme yapılamaz, beyanda bulunamaz. Osman Kavala'nın yeniden yargılanması ya da serbest bırakılması hususunda kamçılanan sipariş süreç devamlı suretle ilerletilmektedir. Bahsi edilen şahıs Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Gezi Parkı davasında yargılanan diğer sanıklar da 18er yıl ceza almışlardır.
Mahut ve malum bir cinayet davasının hazırlanan 145 sayfalık iddianame dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocaklarına iftira atan, kan ve çamur sıçratan alçaklar koalisyonu, ne hikmetse devlet ve millet karşıtlarına kucak açmakta, methiyeler düzmektedir.
Hayatlarında tek bir defa Ülkücünün hakkını, hukukunu ve haysiyetini gözetmeyen mihrakların partimizi ve Ülkü Ocaklarını bir cinayetle anma teşebbüsleri ayrıca değerlendirilmesi gereken şerefsizce bir saldırganlıktır.
Bugüne kadar niye iddianame hazırlanmadı diye sordular.
İddianame hazırlandı, içi boş dediler.
Davamızı yargılamak için kuyruğa girdiler.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak beklentimiz şudur:
Mezkur iddianame ilgili mahkeme tarafından kabul edilip yargılama süreci derhâl başlatılmalıdır.
Kimin elinde hangi belge ve bilgi varsa mahkemeye sunmalıdır.
Hatta şahit olarak dinlenmek isteyenlere mahkeme kapısı açılmalıdır.
CHP’sinden İP’ine kadar malum partiler neyi biliyorsa acilen mahkemeye yetiştirmelidir.
Abdestten şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz.
Çiğ süt içmeyenin karnı da ağrımaz.
Bakalım hukuki süreç Ankara’da mı bitecek, yoksa Pensilvanya’ya mı dayanacak, hodri meydan, hep beraber göreceğiz.
Bilinmesini özellikle isterim ki, ellerinde binlerce Ülkücü şehidimizin kanı olanların feriştahı gelse biz de yaprak dahi kımıldamaz, kımıldamayacaktır.
Fuzuli’nin dediği gibi, herkesin bir derdi var, kimi anlatır dilini yorar, kimi susar yüreğini yakar.
Yüreğimiz yansa da dilimizi bunlara karşı artık yormayacağız.