Sinüzitin genellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarının ardından geliştiğini belirten Dr. Üstün, tedavi yöntemleri ve korunma yolları hakkında bilgi verdi.
Toplumda, “Islak saçla dışarı çıkma sinüzit olursun” ya da “Sinüslerim doldu başım çok ağrıyor” gibi cümlelerle sıklıkla karşılaşıyoruz. Medipol Bahçelievler Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mustafa Burak Üstün, sinüzitleri tüm yönleriyle ele alarak belirti ve tedavi süreçleri hakkında önemli bilgiler verdi.
Sinüslerin yüzde bulunan içi boş ve havayla dolu olan odacıklar olduğunu belirten Op. Dr. Üstün, “Enfeksiyonlar, alerjiler ve bazı altta yatan hastalıklar, sinüslerde iltihaplanmaya yol açarak sinüzite neden olabilir. Bu hastalık, genellikle viral üst solunum yolu enfeksiyonlarının ardından gelişir ve çoğu zaman ilaç tedavisiyle tedavi edilebilir. Ancak bazı hastalarda kronikleşebilir ve cerrahi müdahale gerektirebilir.” dedi.
"Sinüzit kronikleşebilir"
Sinüzitin üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra yaygın olarak görülebilen bir hastalık olduğunu ifade eden Op. Dr. Üstün, “Sinüzit, genellikle viral gribal enfeksiyonların ardından gelişir. Çoğu zaman kendiliğinden geçer, ancak bazı hastalarda tedaviye dirençli hale gelebilir ve kronikleşebilir. Sinüzit tedavisinde ilk tercihimiz, antibiyotik tedavisidir. Ancak bu tedavi yetersiz kaldığında, endoskopik yöntemler kullanarak sinüslerin içindeki iltihap temizlenir.” diye konuştu.
Sinüzit ve enfeksiyonlar
Hastalığın özellikle başın ön kısmında ve göz çevresinde ağrı, burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı gibi belirtilerle kendini gösterdiğini dile getiren Op. Dr. Üstün, “Çocuklarda, özellikle okula yeni başlayanlarda üst solunum yolu enfeksiyonları sık görülür. Bu enfeksiyonlar da sinüslerde iltihaplanmaya yol açarak akut sinüzite neden olabilir. Yetişkinlerde ise alerjik yapı, bağışıklık sistemi sorunları ve sık enfeksiyonlarla karşılaşılan ortamlar bu hastalığın görülme sıklığını artırmaktadır.” dedi.
Migren ile sinüzit arasındaki ilişki
Toplumda sinüzit ve migrenin karışabileceğini belirten Op. Dr. Üstün, “Sinüzit, sinüslerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıkken migren nörolojik bir rahatsızlıktır. Her ikisi de baş ağrısına yol açabilir, ancak doğrudan bir ilişkileri yoktur. Sinüzit tedavisinde doğru tedavi uygulanarak bu ağrıların önüne geçilebilir. Sinüzit tedavisinde cerrahi müdahale gerekirse, endoskopik yöntemlerle burun içinden yapılan operasyonlar oldukça etkili ve genellikle minimal invazivdir. Bu yöntemle sinüslerin içi temizlenir ve sinüslerin giriş kanalları genişletilir. Böylece tekrar enfeksiyon olursa, cerrahi müdahale gerekmeden tedavi edilebilir.” diye konuştu.
Sinüzit öncesi koruyucu önlemler
Sinüziti önlemenin en önemli yollarından birinin, hasta insanlarla temastan kaçınmak ve hijyen kurallarına uymak olduğunu belirten Op. Dr. Üstün, “Kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçınmak, sık sık el yıkamak, maske kullanmak ve burnun içindeki tıkanıklığı tedavi etmek, sinüzite karşı alınabilecek önlemler arasında yer alır. Ayrıca, burun tıkanıklığı tedavi edilmezse, bu durum sinüzit gelişimine zemin hazırlayabilir.” şeklinde konuştu.