Nedir bizi böyle saf kılan? Her darbede bir tövbe, yalan Senden iyi olmasın ama Bu KAHPELER çok zalim zaman…
Ne güzel demiş şair dimi, yolda yürürsünüz ancak; yürüdükleriniz rüzgar gülü gibi döner durur. Ama siz yürümeye devam edersiniz zamana ve Kahpe yüzlere inat bu kez farklı farklı çıkarlar karşınıza. Siz ise başınızı kaldırır gülümser ve ‘KEYFİMDE YERİNDE, KÂHYASI’ der, her şeye inat yürümeye devam edersiniz…
Sahte Palyaçolar, Sahte Timsahlar, Kahpe vicdanlar, Yoldaş sanılan yaratıklar görürsünüz ve ulan alayınıza der geçersiniz. Çünkü siz çizginizde daima yürürsünüz!.. Bu kez yürüyüşünüz bozar moralleri çünkü alışkın olmadıkları bir durumdur bu, siz yine güler ve yürümeye devam edersiniz çünkü şairin adını ‘‘KAHPE’’ koydukları önünüzde çukurlar açmaya başlarlar ve siz her zaman ki gibi güler çukurları büyük ayaklarınızla atlayarak geçersiniz!
O halde konuya girelim, Ey kendisini üç-beş kuruşa satan cibilliyetsizler, Ey olmayan Karakterini pazarlamaya çalışan zibidiler, Ey Müslüman mahallesinde Salyangoz satmaya çalışan Yahudi Tüccarlar… Sözlerim size. Fazlasıyla üzerinize alabilirsiniz. Çünkü yaşadığımız evrende Musibeti ısmarlayan siz, hesabı ödemeye de talipsiniz!..
Seçimler geldi geçti Türk milleti ortaya bir irade koydu, aşığı olduğumuz Cumhuriyet terbiyesi ile hemen herkes Demokrasiye saygı duydu. Önümüzde yerel için kocaman beş, Genel seçimler için ise dört yıl gibi bir süreç var. Bu süreyi kimler kavgasız sorunsuz tamamlayacak, kimler skandallara imza atacak bunu zaman bize gösterecek.
Değişen belediye başkanları kendi ekiplerini kurmaya hazırlanıyor. Şunu yıllardır savunuyorum seçilen başkanlar kendi ekipleri, kendi güvendikleri insanlar ile çalışmalı. 5 yıl sonra halk nazarında kantara çıktığında işte o zaman çok daha adaletli, çok daha mazeretsiz bir tablo ortaya çıkar.
Ama, Fakat, Lakin…
Başkanlar seçim öncesi düşünmeden sorgusuz sualsiz verdikleri sözlerin esiri olmamalı. Onlara destek veren insanlar, destek verdikleri kişiyi başarılı kılmak istiyorlar ise eğer özellikle bu konuda tevazu göstermelidirler. Liyakatsiz, işe göre adam değil de adama göre iş felsefesi çok değil 3 ay sonrasında belediyelerin maaş yükünü artırır ve maaş ödeyemez duruma gelen belediyeler yazın ortasında hem hizmet anlamında hem de bürokratik yönde kilitlenir.
O halde şimdi soralım;
Belediyeler 5-6 personel almak için iş-kur ilanına ne şekilde çıkacak ve çıktıkları ilana kaç kişi başvuracak. Ya da bunların hiçbirini yapmayıp tıpkı seçim öncesi eleştirdikleri rakiplerinin yaptıklarını mı yapacaklar? Eğer öyle olacaksa vatandaş bu nasıl lahana turşusu deyimini kullanmaz mı? Hele hele de işe alınan kişiler müdürlük görevi beklentisi içerisinde ise nasıl olacak? Müdür başkası, imza yetkisi başkasında mı olacak? Yani kurum içerisinde kurum mu yaratılacak? Paralel yaratılan bu kurum başarılı olabilecek mi? Deli soruların ardı arkası kesilmiyor vakti zamanı geldiğinde elbette bunları da soracağız.
Değişim yaşanan belediyelerde encümenler ile yeni seçilen başkanların arası gergin gibi gösterilmeye çalışılıyor. Bakınız bazı ilçelerde hat safhada Dedikodu üzerinden siyaset yönlendiriliyor. Dedikodu ile atılan her adım hem başkana hem muhalefet partilerine hem de ilçelere zarar veriyor. Artık dedikodular, boş laflar bir kenara bırakılmalı ve kazanan başkanlar seçmenlere verdiği sözler yerine getirilmeye başlanmalıdır. İnsanlar kısır döngüler, anlamsız ve karşılıksız bahaneler duymak yerine bir an önce hizmet bekliyor. Özellikle belediye kadroları hesaplaşma yerleri değildir. Böyle mantıksız ve acemice bir yarışa girildiğinde bu yarışın maalesef kazananı olmaz.
Bizler Uyarıyoruz!..
Vatandaşa tepeden bakan insanların üzerine sünger çekin, ayağını yorganına göre uzatmayan ve personel maaşlarını bile ödeyemez duruma getireceklere sünger çekin, seçildiği yere hizmet yerine dedikoduların esiri olanların üzerine sünger çekin. Yoksa bu halkın tokatı çok ağır ve sert oluyor…
Uyarıyoruz!..
Kurumlarında 5-10 soruşturma geçiren ve geçirmeye devam eden, halk nazarında karşılığı olmayan, her görev yaptığı yerde yüzlerce olumsuzluğa neden olan insanlar gün gelir sizin de başınızı yakarlar. Öyle ki evi yakıp kenarda bir sigara tüttürüp izlemeyi seven bu tipler çok değil birkaç hafta önce sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlar ortadadır. Bu paylaşımlar ile beraber sizleri yine vatandaşın önüne atmışlardır. Dolayısıyla tekrar düşünüp yaşadığınız kentin dinamiklerini dikkate alıp karar vermek hem sizi hem de oturduğunuz koltukları yüceltecektir…
Ve son olarak konu dışına çıkıp dikişleri fazla olan bir arkadaşımıza diyelim ki diyelim ki;
Dayanma kapıya…
Markamız Tek tek ezer sen gibi çakalları
Tek hücreli memeli
Oynuyorsun seksek
Toprağıma asla Dökmem seni,
Senin ŞEHİRE mi insek?
Kalın sağlıcakla….