Sevinç Horoz, Dilan Polat’ın tahliye sürecini şöyle özetledi:
“Temmuzun başında ihtarnamemiz hazırlandı. İhtarname sadece bir gizli tanık, üç tane başka suçlardan hükümlü olan ve Dilan-Engin Polat’ı birebir görmemiş insanların beyanlarına ilişkin olarak verilmiş kararlı beyanlardan ibaret bir ihtarnameydi. Somut olarak hiçbir teknik veri, somut delil yer almayan bir iddianameydi. Bu noktada iki asli ceza mahkemesi iddianameyi değerlendirdi ve delil yetersizliğinden, dava açmaya yeterli bir iddianame olmadığı gerekçesiyle iddianameyi kabul etmedi ve iade etti. Akabinde savcılık bu karara itiraz etti ve zorunlu olarak kesin bir ceza verildi ve asli ceza mahkemesine dava açıldı. Bu iddianame delil yetersizliğinden zaten iade edilmiş bir iddianameydi. Akabinde dava açıldıktan sonra tensip kararı düzenlendi, ertesi gün MASAK raporu geldi. Bu rapor da son ve nihai bir rapordu. Ondan önce de dosyaya girmiş olan üç ayrı rapor vardı. Hepsiyle uyuşan ama son noktanın konduğu bir rapordu.
Bu raporda da dosya içerisinde herhangi bir örgütsel faaliyet olmadığı, bunların sadece aile şirketleri olduğu, dokuz ay boyunca banka kayıtları da dahil her türlü araştırma yapıldıktan sonra ulaşılan verilerle kara paraya ilişkin hiçbir somut veriye rastlanmadığı, yasa dışı yollardan elde edilmiş bir gelirin bulunmadığı test edilmiş oldu. Bu noktada MASAK raporuna binaen biz düzenli itirazlarımızı yaptık ama maalesef hukuki bir adli tatil süreci yaşadık. 20 Temmuz itibarıyla adli personelin izinli oldukları bir sürece denk geldik. Dolayısıyla hep başka nöbetçi mahkemelerin açıldığı dosyamızı inceleyecek olan mercilere denk geldik. Dolayısıyla hiç kimse kendi mahkemesine ait olmayan bir dosya üzerinde de belki inisiyatif almak istememiş olabilir. Bu süreçte itirazlarımıza hep ret geldi. Haziran ayında iddianameyi yazan savcılık, Dilan Polat için tahliye mütalaası vermişti. MASAK raporu gelmediği için tahliye edilmemişti. İtirazımızı yaparken savcılık makamı Polat’ın yine tahliye mütalaasını verdi. Buna binaen Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz ettik, ilk kez kendi heyeti olan bir mahkemeye denk geldik. 27 klasör her üye ve başkan tarafından incelendikten sonra Polat’ın tahliyesine karar verildi.”
Polat’a verilen yurt dışı çıkış yasağında herhangi bir imza zorunluluğu olmadığını belirten Horoz, Dilan Polat’ın herhangi bir sağlık sorunu sebebiyle tahliye edilmediğinin altını çizdi:
“Somut delillerin müvekkil Dilan Polat lehine değişmiş olma ihtimali dikkate alınarak tahliye kararı verildi. Dolayısıyla mevcut deliller dosya içeriği göz önünde bulundurularak tahliye kararı verildi. Yurt dışı çıkış yasağı dışında da herhangi bir adli tedbir kararı verilmedi.”
Bundan sonraki sürecin nasıl olacağını değerlendiren Sevinç Horoz, şöyle konuştu:
“Olağan yargılama süreci ilk kez başlıyor. Biz sosyal medya ve basın nezdinde yargılandık. Somut delil olmaksızın yargılandık. Dosyamızın yargılaması yeni başlamış olacak 4-5-6 Eylül’de.”
Dilan Polat’ın sosyal medya paylaşımlarından dolayı pişman olduğunu belirten Sevinç Horoz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Keşke paylaşmasaydım dediği muhakkak bir şeyler vardır ama Dilan Polat kendi takipçilerine yönelik içerik üreten bir fenomen ve maalesef basında bu kısmı çok yer almadı ama bu içerikler daha önce defalarca başka fenomenler tarafından yapılmış içeriklerdi. Bunlar göz ardı edildi, sanki Dilan Polat bu hayatı insanların gözüne sokan, enflasyon sıkıntısı karşısında halktan farklı bir hayat yaşayan bir kimlikmiş gibi lanse edildi ama sosyal medya aslında böyle bir alan değil. Bunlar tamamen birbiriyle ilintili şeyler. Fenomen olmak bunu gerektiriyordu. Şu anda o paylaşımların bir kısmına ilişkin tabii pişmanlıkları vardır. Ama yine fenomenliğine devam edecektir.”
Sevinç Horoz son olarak Polat ailesinin el konulan arabalarına ilişkin konuştu. Horoz, sergilenen araçların Dilan Polat şirket grubuna ait olmadığını ilk kez Radyo Sputnik’te açıkladı. Horoz, şunları söyledi:
“Dilan Polat’a ait hiçbir araç emniyet aracı yapılmadı. Bugüne kadar basına çıkan haberlere yönelik kısa kısa açıklamalar yapılmıştı ama gizlilik kararı kalktığı için burada açıklayayım: Dilan Polat şirket grubuna ait herhangi bir araç emniyet arabası yapılmadı. Sergilenen hiçbir araç onlara ait değil. Araçlara müsadere kararı verildi yani şu an sadece el koyma kararı var. TMSF’ye ait bir otoparkta tutuluyor. Bunların iadesi bizim önceliğimiz değil. Önceliğimiz müvekkillerin tahliyesi.”