Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, katıldığı televizyon programında dövizi kontrol altında tutmak için başlatılan Kur Korumalı Mevduat ile ilgili konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, katıldığı canlı yayında gündeme dair merak edilen soruları yanıtladı. Doları kontrol altında tutmak için başlatılan Kur Korumalı Mevduat'ın sona ereceğini açıklayan Yılmaz, "KKM zaten başından itibaren geçici bir düzenlemeydi. Görevini yaptı, artık adım adım oradan çıkıyoruz." dedi.
Yılmaz, Kur Korumalı Mevduatta da (KKM) ciddi gerilemeler olduğunu belirterek, 2023 Ağustos ayında 126 milyar dolar olan KKM'nin 31 Mayıs'ta 66,7 milyar dolara düştüğünü, yaklaşık 60 milyar dolar civarında bir gerileme yaşandığını belirtti.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, geçtiğimiz günlerde KKM kaynaklı zararın 833 milyar lira olduğunu açıklamıştı.
ADVERTISING
Ayrıca Yılmaz, enflasyonun yıl sonunda yüzde 38 seviyesine düşeceğini ifade etti.
Yılmaz'ın açıklamaları şu şekilde:
Bu 1 yılda ekonomik ve sosyal politikalar öncelikliydi. İstihdamı artırma ve diğer taraftan enflasyondu. İkinci önemli başlığımız ise depremdi. Depremin yaralarını sarmanın peşindeyiz. Dış politikada Gazze gündemdeydi. Yoğun geçen bir yıl oldu.
Ekonomide o günün ihtiyaçlarına göre politika yaparsınız. Pandemi sonrası süreçten Türkiye en hızlı çıkış yapan ülke oldu. Reel tarafı hızlı olarak toparladık. Depremin etkileriyle tabii önemli bir bütçe ve cari açığımız vardı. Türkiye son 1 yılda bu riskleri bertaraf attı. İki tarafta da güçlü hale geldik, enflasyonla mücadele için geçiş sürecini tamamlamış olduk.
Yıl sonunda 5,2 ile yılı kapattık. Bundan depremi harcamalarını çıkardığımızda 1,6 bütçe açığı ile kapattık. Bu yıl için 6,4 öngörüyoruz.
Enflasyonla mücadelede geçiş döneminde zeminde güçlendiren adımlar attık. Mayıs'tan sonra düşüş başlayacak dedik. Temmuz-Ağustos-Eylül'de devam edecek düşüş süreci. Enflasyon yıl sonunda yüzde 38'ler seviyesine gelecek. 2026'da ise yüzde 10'un altına düşecek şekilde programımızı yaptık. 2026'da tek haneli rakamları yakalayacağız.
3 yıla yayılan bir planımız var. Tüketim ağırlıklı değil, üretim ağırlıklı büyümeyi öngörüyoruz. Bir taraftan enflasyonla mücadele ederken bir taraftan büyümeyi hedefliyoruz. Bu kolay bir şey değil. 3 yıllık bir perspektifte bir taraftan enflasyonu düşürecek bir taraftan istikrarlı bir şekilde büyüyecek. Kısa vadede enflasyon ile büyüme arasında tartışmalar yapabilirsiniz. Ama en sağlıklı büyüme fiyat istikrarıdır. Orta vadede bu iki hedefte bir çelişki görmüyoruz.
İlk çeyrekte 5,7 oranlık bir büyüme yakaladık. İhracat büyümeye 5 çeyrek sonra katkı sağlamaya başladı. 5 dönem sonra ihracat pozitife geçmiş durumda. Bu da politikalarımız sonuç verdiğini gösteriyor.
Döviz ihtiyacımız da azaldı. Seçim öncesi spekülatif bir hava oluşturulmuştu. Nitekim seçim sonrası 60 milyar doların üzerinde Merkez Bankası'nın rezervlerinde bir artış gerçekleşti. Piyasada çok güçlü bir toparlanma var.
Şimdi aşama aşama yine finans piyasalarında bir istikrarsızlığa yol açmadan KKM'den çıkıyoruz. 1 trilyondan fazla KKM'de gerileme söz konusu. KKM zaten başından itibaren geçici bir düzenlemeydi. Görevini yaptı.
Bizim yapacağımız vergi düzenlemeleri enflasyonu artırıcı değil, kayıt dışılığı azaltacak bir teklif barındırıyor. Çok spekülatifler görüyoruz sosyal medyada. Yetkililer açıklanmadan söylentilere itibar edilmemeli. Borsada yapılan işlemler üzerinden cüzi bir miktar alma tartışmaları yapılıyor. Borsada kazançlar üzerinden bir vergi yok. Sadece 10 binde 1'ler olur mu bunun tartışması var işlem ücreti olarak.
Mevcut anayasamız darbe sonrası bir dönemde hazırlık, vesayetçi bir anlayış var. Birçok madde değiştirildi ama ideal bir anayasamız da yok. Türkiye artık sivil iradeyle oluşmuş bir anayasaya ihtiyacı var diye inanıyoruz. Diğer partilerle bir süreç yürütülüyor. Ümit ediyoruz toplum karşılığı da olarak bu süreç tamamlanır. İnşallah hep birlikte başarırız.
Olumlu bir gelişme bu. Mutlaka farklılık olacak. Demokrasi böyle bir şey. Uslup ve usül çok önemli. Siyasette rekabett edelim ama saygımızı koruyalım. İçerik olarak baktığımızda da milli meselelerimiz var bizim. Burada tüm partilerin ortak bir duruş sergilemesi önemli.
Bizim Türkiye Yüzyılı Vizyonu'muz var. Orada en temel başlıklardan biri Huzurun Yüzyılı. Bir taraftan terörle, bir taraftan çetelerle mücadele. Şimdi daha çok içerde insanımız huzurunu bozan çetelere karşı bir mücadele var. Bu yeni bir şey değil. Öteden beri bir mücadelemiz var. Güvenlik konusunda tavizsiz bir şekilde çabalarımızı sürdüreceğiz.
Ticarette biliyorsunuz butün dünyaya öncülük yaptı Türkiye. Başka ülkelere örnek olmasını temenni ediyoruz. Dolayısıyla Türkiye diplaside, yaptırımlarda, hukiki alanlarda Filistin'in yanında mücadele ediyor.
Maalesef ABD ile çok çeşitli tartışmalar yaşadık. Terör örgütleri ile mesafe konusunda arzu edilen noktada değiliz. Ama ABD ile Türkiye'nin ortak menfaatleri var. Bir takım lobilerin iki ülkenin arasını açmasına müsaade etmemeleri lazım. Şimdi farklı bir hava oluşmuş durumda. F-16 ve bazı unsurlar bunun parçası. İsveç'in NATO'ya üye olması sonucunda bazı kısıtlamalar kalkmış oldu. Ümit ediyoruz bu süreç diğer alanlarda da olumlu süreç yaratsın.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi doğru bir sistem. Çok riskin olduğu bir bölgedeyiz, tüm yaşanan sıkıntılara rağmen istikrarı sağlayan bir sistem. Bu sistem de elbette iyileştirebilir. Sistemi daha iyi hale getirecek reformlar elbette mümkün.