İLK 1 YILDA EYLEM PLANLARIMIZ DEVREDE OLACAK
DEVA iktidarının ilk 90 ve 360 gününde uygulanacak eylem planları ve çalışmalar
Hepimizin günlük hayatını yakından ilgilendiren önemli konularda Demokrasi ve Atılım Partisi’nin iktidarında ilk 90 ve 360 günde hangi adımların atılacağını merak ediyorsanız sizi eylem planlarını incelemeye davet ediyoruz. Eylem planlarımızın bir kısmını alt başlıklar halinde sıralayacak olursak, kalkınma seferberliği eylem planı, dış politika ve güvenlik eylem planı, ekonomi eylem planı, adil yargı eylem planı, göçmenler KHK’lılar ve nice toplumsal sorunu çözüme kavuşturacak olan 16 hazır eylem planımız ile sorunları ciddi şekilde çözeceğimiz aşikardır. Toplumun ve muhalif anlayışın yıkıcı olmak yerine sorunlara çözüm bulacak kadro ve çalışmalara yönelmesi ülkenin refahı selameti için en doğru yol olacaktır. Bu aşamada genel merkezimiz tarafından yapılan çalışmalar Deva Partisinin ciddi şekilde yönetime talip olduğunun en somut göstergesidir.
DEVA PARTİSİNİN HEDEFLERİ TÜRKİYE’NİN HEDEFLERİDİR
Biz Demokrasi ve Atılım Partisi olarak halkımıza aynı senaryoları, aynı filmi izletmemek adına kararlı adımlar ile yürüyoruz. Parti politikamızın hedefleri planlı bir şekilde yürütülmektedir. Şimdi tek sıraladığımızda sizin de göreceğiniz gibi Deva bu ülkeye derman olacaktır.
Biz Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ilk olarak “Türkiye’yi Orta Gelir Tuzağından kurtarıp Yüksek Gelirli Ülkeler Gurubuna yükselteceğiz.” Ve “Herkesin insan onuruna yaraşır, iş, gelir ve refah düzeyine kavuşmasını sağlayacağız.”
Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın net ifade ettiği gibi “Fert başına millî geliri iktidarımızın birinci dönemi sonunda yüksek gelirli ülkeler grubu eşiğinin üzerine çıkararak Türk lirasına yeniden itibar ve istikrar kazandıracağız. Enflasyonu düşük, tek haneli düzeylere indireceğiz.” Bizim dönemimizde Türkiye’ye yeniden “Yatırım Yapılabilir Ülke” statüsü kazanacak. İşsizlik oranını ise tek haneli seviyeye düşecek.
Bizimle beraber Türkiye Yüksek teknolojiye dayalı, katma değeri yüksek ürün ihraç eden bir ülke olacak. Dünya pazarlarındaki piyasa payını artırarak ülke ekonomimizi sürdürülebilir bir dış denge yapısına kavuşacak. Biz iktidarımızda belirli kesimi zengin etmekten ziyade Aşırı yoksulluğu sıfırlayacağız. ve Ülkemizi gelir dağılımında OECD içinde en kötü sırada olmaktan kurtaracağız.
HAYAL PEŞİNDE DEĞİLİZ
Az evvel bahsettiğimiz bu hedefler kesinlikle hayal değildir. Sayın genel başkanımız Ali BABACAN ve çalışma arkadaşlarının politikaları ile ülkemiz bir dönem bu refahı yaşamıştır. Biliyoruz ki genel başkanımızın önderliğinde ehil ve liyakatli kadrolar ile kısa sürede hedeflerimize ulaşacağız. Milletimiz çok daha fazlasına layıktır ve eminiz ki bundan hiçbir Türk vatandaşının şüphesi yoktur.
6’lı MASANIN ADAYI KİM OLUR
Bu konuda adayın açıklanmasına yönelik iktidar kanadından muazzam bir baskı oluşturulduğunu biliyoruz. Öncelikle genel başkanımız sayın Ali BABACAN tarafından da dile getirildiği gibi teorik olarak şunu söylüyoruz hep; 6 genel başkanın hepsi tek tek potansiyel Cumhurbaşkanı adayıdır diyoruz. Bizim parti teşkilatımıza bu soru yöneltildiğinde, kim Cumhurbaşkanı adayı olsun diye hepsi genel başkanımız Ali beyin adını söyler. Ama bir başka partinin teşkilatı da kendi genel başkanını söyleyebilir. Aynı zamanda dışarıdan da isimler olabilir. Şu anda yapılan çalışmalarda biz o havuzu küçültmüyoruz.
Hatta genel başkanımız tarafından basına yansıyan demeçlerinde, "Artık zamanı geliyor bu işin, herkes muhtemel isimleri değerlendirmeye başlasın" ifadelerini kullanmıştır. Çok zamanı kalmadı adayın kim olacağı açıklanacaktır.
6 AYDA KRİZİ BİTİRECEĞİZ
Ülkemizin üretmeden geçirecek bir dakikası bile yok. Direk genel başkanımızın görüşlerini paylaşmak istiyorum bu konuda. Ali bey tarafından bir video yayınlandı ve
Çağrım iş dünyasına: “Türkiye’den vazgeçmeyin” notuyla sanayici ve yatırımcılara seslenildi. İçerik olarak bakarsak eğer
Şöyle bir iktidar olacağımız görülsün, memlekete inanın yatırımlar başlayacak akın akın. Şu kriz havasını da 6 ayda dağıtacağız. Kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağız. Yatırım yapmak konusunda endişeli olan iş insanlarımıza seslenmek istiyorum; Türkiye’den vazgeçmeyin. Biz buradayız. Sonuna kadar buradayız. Bu ülke için çalışacağız. Biz burada olduktan sonra bu ülkenin umutsuzluğa kapılmasının hiçbir gerekçesi yok. Bu ülke 85 milyonuyla, Avrupa’nın en geniş nüfusuyla, Avrupa’nın en geniş tarım arazileriyle, çalışkan ve metanetli milletiyle burada. Bu ülke; tek kişiden ve onun etrafında kümelenmiş çıkar gruplarından da ibaret değil. Türkiye çok büyük ve çok güçlü bir ülke. Türkiye’den vazgeçmeyin. Bu karanlık tünelin ucundaki ışığı artık hep beraber görüyoruz. DEVA’lı yıllarda özgür ve zengin bir Türkiye göreceğiz hep beraber. Adil bir Türkiye göreceğiz.”
İNSANLAR KORKUYORLAR
Biz her ortamda dünden bugüne aynı durumu dile getirdik. Adalet! Adalet anlayışının bozulması toplumun her alanında tüm dinamikleri yerinden oynatıyor. Geniş bir konu örnekleri çok ancak kısaca bir örnek verelim. Güvenmediğimiz inanmadığımız bir insanla konuşmaktan dahi imtina ederiz. Soruyorum bu güven öyle bir noktaya geldik ki insanların konuşması dahi engelleniyorken, yatırımcı nasıl engellemesin? Toplumu nasıl engellemesin? Ekonomiyi? Baş aktör adaleti? İşte ana sorunumuz, önce adalet sistemi dağılıyor, sonrasında güven kayboluyor. Yerli yabancı yatırımcı kaçıyor riske girmiyor haliyle ne oluyor tüm sistem çöküyor. Güvenmediğin insanla konuşmazken ya da mesafeli davranırken nasıl olacakta yatırım gelecek? Biz buradan sizin aracılığınız ile bir çağrı yapalım. Korkmayın bizim iktidarımızda adalet ve güven olgusu sağlanacaktır. Bu nedenle genel başkanımızın çağrısına uyulması ülke menfaati açısından elzemdir.
TEŞEKKÜR EDİYORUM
Son olarak Günaydın Trabzon Gazetesi hakkında birkaç şeyde söylemek istiyorum. Ülke genelinde ana akım medya kuruluşlarının basın yayın organlarının tümü partimizi ve genel başkanımızı sansürlemeye çalışırken sizlerin tüm düşüncelerimizi ve yorumlarımızı sansürsüz bir şekilde yayımlamanız takdire şayan. Buna inanın dev medya kuruluşları sizin gösterdiğiniz cesareti bırakın göstermeyi, düşünmüyor bile.
