Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım 2022 Pazar günü bombalı bir terör saldırısı gerçekleşmiş, olayda 6 kişi yaşamını yitirirken çok sayıda kişi ise yaralanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 36 sanık için hazırlanan 154 sayfalık iddianamede şüpheli Ahlam Albashır'ın ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak', ‘silahlı terör örgütüne üye olmak', ‘tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürme', ‘tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürme', 99 kişiye karşı ‘tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs' ve ‘tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi' suçlarından toplamda, 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ve bin 949 yıl 6 aydan 3 bin 9 yıla kadar hapsi talep edilmişti. İddianamede, aralarında firari örgüt elebaşlarından Cemil Bayık'ın da bulunduğu diğer şüphelilerin ise 7'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve bin 938 yıldan 3 bin 16 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları istenmişti.
Bugün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Marmara Cezaevi'nin karşısındaki duruşma salonunda saat 11'de başlayan duruşmada önce kimlik tespitleri yapıldı. Duruşmada 12 tutuklu sanık Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, tutuklu 15 sanık ise cezaevinden getirildi. Duruşmada sanıkların avukatları ve müştekiler de hazır bulundu. Duruşmada mahkeme başkanı, iddianamenin Arapça tercümesinin 5 Mayıs'ta mahkemeye gönderildiğini ve Arapça tercümesinin sanıklara tebliğ edilmediğinin anlaşıldığını belirtti. Sanıkların iddianameyi yasa gereği 1 hafta önce okuması gerektiğini belirten mahkeme başkanı, isterlerse savunmalarını daha sonra yapabileceklerini de söyledi. Söz verilen sanık Ahlam Albashır, daha sonra savunma yapacağını söyledi.
Öte yandan Albashır'ı Esenler'den alan sanık Ahmed Carkes ise savunmasında korsan taksi şoförlüğü yaptığını ve Ahlam Albashır'i tanımadığını söyleyerek “Halil isimli kişi bana Ahlam'ı Edirne'ye götürmemi söyledi. 2014 yılında kaçak yollarla Türkiye'ye geldim. Savaş nedeniyle Türkiye'ye kaçtım. Arkadaşımın aracını emanet olarak aldım. Halil bana konum gönderdi ben de gittim. Yoldayken Halil beni aradı. ‘Alacağın kişi bayan' dedi. Halil benden ona bin lira vermemi istedi. Ne ödeme yaparsam hepsini Ammar'dan alırım. Ammar ve Halil arasında nasıl bir ilişki var bilmiyorum. Kız benimle arabaya bindi. Halil, ‘Edirne'ye ulaştırabilir misin' diye sordu. Halil'e aracın emanet olduğunu, Edirne yolunu bilmediğimi söyledim. Gece vakti gözlerimin iyi görmemesi nedeniyle gidemeyeceğimi söyledim. Halil benden kızı misafir etmemi, bir telefon ve hat almamı söyledi. Neden olduğunu sorduğumda, ‘bu kız yarın yurt dışına gidecek' dedi ve ona telefon almamı söyledi. Eve geldim ailem bana bu kızın kim olduğunu sordu. Ben de ailesinden kaçtığını, Türkiye'de kimsesi olmadığını ve yarın gideceğini söyledim. Halil beni aradı telefonu sordu. Ben de ‘kızın elinde' dedim. Halil yine aradı ‘telefonu kırman lazım' dedi. Halil'in yasa dışı şeyler yaptığını bildiğim için, önlem almak için bunu talep ettiğini düşündüm. Telefon ve hat aldım. 1 saat sonra eve döndüm. Bizim ev erkek ve bayanların birlikte oturamayacağı şekildedir. Bayanla hiç oturmadım, ondan da hiç şüphelenmedim” dedi.
Ahmed Carkes ifadesinin devamında karakola götürüldüğünü söyleyerek “ Bana Ahlam'ın fotoğrafını gösterdiler ve Taksim'de patlama eylemi gerçekleştirdiğini söylediler. Kızın nerede olduğunu sordular. Herhangi bir baskı olmaksızın kızın nerede olduğunu söyledim. Esenler'e gitmeden önce Ahlam'ı ne gördüm ne iletişime geçtim. Bu kızı tanımıyorum. Halil'in sabah gideceği şeklinde talebi ve Türkiye'de kimsesi olmadığından dolayı bizde kalmasını kabul ettim. Ne Suriye'den ne Türkiye'den hayatımda hiç tanımıyorum. Yaşanan olaylardan dolayı çok üzgünüm. Suçsuzum. Kızın ne yaptığıyla ilgili hiçbir bilgim yoktur. Karakola gittiğimde bu eylemin Ahlam tarafından gerçekleştirildiğini öğrendim. İnternetteki sıkıntı nedeniyle eylemi gerçekleştirenin kim olduğunu göremedim. Terör örgütü üyelerinden birisi değilim. Ne savaş eğitimi ne silah eğitimi, hiçbir eğitim almadım. Devlete karşı hiçbir eyleme katılmadım. İşim taksi şoförlüğü. İşim istediği yere ulaştırmak ve ücretini almak. Terörist olduğunu bilseydim evime getirmezdim. Halil Suriye'den göçmen kaçakçılığı yapar. 9 yıldır Türkiye'de yaşıyorum. Kimliğim var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan şeref duyarız. Türkiye artık bizim vatanımız” şeklinde konuştu.
Ahmed Carkes'in ağabeyi sanık Ammar Carkes de korsan taksi şoförlüğü yaptığını söyleyerek, “Halil ile yüz yüze görüşmedik, sadece telefon. Halil ile 7-8 ay çalıştıktan sonra göçmen kaçakçılığı yaptığını öğrendim. Bir şahsa telefon ve sim kart ile harcama yaptığımda Halil'e bildiriyordum. Halil de bir sonraki gelecek yolcu ile parayı gönderiyordu. Olaydan 5-6 gün önce beni aradı. ‘Bir erkek ve bir bayan yolcuyu Edirne'ye götüreceksin' dedi. Bana bir konum gönderdi. Konuma gittim kimseyi göremedim. Daha sonra bir şahıs yanıma geldi, ‘Halil'in gönderdiği şahısım' dedi. Halil'i aradım erkek geldi ama bayan gelmedi dedim.' Kadının gelmesi gecikecek sen bu adamı al Edirne'ye götür' dedi. Edirne'ye götürdüm. Dönüş yolunda kardeşim Ahmed beni aradı. Halil'in onu aradığını, bu bayanı evimize getirmek istediğini söyledi. Edirne'ye gidecekti ama geç vakit olduğu için bizde kalacaktı. Eve döndüğümde Ahlam Albashır oradaydı. ‘Halil'in gönderdiği Avrupa'ya gidecek şahıs sen misin' diye sordum. ‘Evet' dedi. Yemekten sonra kardeşim dışarı markete çıktı. Daha sonra bizi aradılar, Ahmed'in yakalandığını söylediler. Korsan taksicilik yaptığımız için işle ilgili bir sorun olduğunu düşündüm. Kızın elbiselerinden koku geliyordu. Kız kardeşime ‘kızın elbiselerini değiştir yarın Edirne'ye gidecek' dedim. Haberlerde Taksim'de olan patlama haberi çıktı. Ben de sosyal medya hesabımı açtım. Şebeke olmadığından çalışmadı. Daha sonra internet gelince açtım ve bu bayanın fotoğrafını gördüm. Bize gelen kıza benziyordu. Fotoğrafı Halil'e gönderdim ve ‘bu o kız mı' diye sordum. ‘Bu kızdan elinden ne gelirse o şekilde kurtul' dedi. Ben Allah'tan korkarım suç işlemem kimseyi öldürmem, vurmam. Bizim evdeyken aklımı kullanamıyordum, sağlıklı düşünemiyordum. Bize aileme zarar verebilir diye endişem oldu. 10 dakika sonra polis gelip hem kendisini hem bizi gözaltına aldı. Ben Halil'i sadece yolcu taşıma işiyle ilgili biliyorum. Herhangi bir örgüte üye değilim. Allah bütün ölenlere rahmet eylesin. Göçmen kaçakçılığı suçundan hakkımda hüküm verilirse bunu kabul edebilirim. Çünkü bu işi yapıyorum. Diğer suçlamalarla ilgim yoktur. Ben kimseyi öldüremem, Müslümanım” şeklinde konuştu.
Sanığın savunması esnasında duruşma salonunda bulunan müştekiler tepki gösterdi. Sanık savunmalarının ardından mahkeme heyeti duruşmaya 1 saat ara verdi. Duruşma aranın ardından sanık savunmaları ile devam edecek.