Milli Savunma Bakanlığı, Rusya ve Suriye rejiminin Ayn-el Arap bölgesinde ortak üs kurduğu yönünde çıkan haberlere ilişkin açıklama yaptı.
MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, bakanlıkta düzenlediği basın bilgilendirme toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) tehditleri kaynağında bertaraf etmeyi öngören savunma ve güvenlik stratejisi çerçevesinde her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelesini artan bir baskıyla sürdürdüğüne vurgu yaptı.
Aktürk, terörle mücadele operasyonlarına ilişkin, "Son bir haftada 64 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Böylece, 1 Ocak'tan bugüne kadar 796'sı Irak'ın, 856'sı Suriye'nin kuzeyinde olmak üzere etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1652 olmuştur." dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde teröristlere ait çok sayıda mağara ve sığınak tespit ettiğini hatırlatan Aktürk, "Tespit edilen mağara ile sığınaklar dahil arama-tarama faaliyetlerinde muhtelif miktarda el yapımı patlayıcı, el ve keskin nişancı dürbünü, telsiz, jeneratör, termal şemsiye, havan, roketatar ve keskin nişancı mühimmatı ile yaşam malzemesi ele geçirilmiştir." ifadelerini kullandı.
Aktürk, Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde dün şehit olan Piyade Astsubay Çavuş Habip Murat Alp'e Allah'tan rahmet diledi.
Tuğamiral Aktürk, hudutların, Cumhuriyet tarihinin en etkin tedbirleri ve çok yönlü güvenlik sistemleriyle kesintisiz şekilde korunduğuna vurgu yaparak, "Son bir hafta içerisinde, 3'ü terör örgütü mensubu olmak üzere 395 şahıs yakalanmış, 1 Ocak'tan bugüne kadar yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 7 bin 807 olmuştur. Son bir haftada engellenen 973 şahıs ile birlikte bu yıl içerisinde engellenen kişi sayısı da 67 bin 948'e ulaşmıştır." ifadesini kullandı.
Aktürk ayrıca, 4 Ağustos'ta TCG Alanya gemisi tarafından Çeşme açıklarında batmak üzere olan bir düzensiz göçmen teknesi tespit edildiğini ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca göçmenlerin denizden kurtarılarak sahil güvenlik botuna teslim edildiğini söyledi.
Tuğamiral Aktürk, Türkiye'nin, 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de süregiden saldırılarına karşı tepkisini açıkça ortaya koyduğunu, bölgede geniş çaplı çatışmalara yol açma riski konusunda sürekli uyarılarda bulunduğunu söyledi.
İsrail'in, daha fazla can kaybı yaşanmadan ve sorun daha büyük bölgesel felakete dönüşmeden saldırılarını bir an evvel durdurması gerektiğine vurgu yapan Aktürk, "Uluslararası toplum da 10 binlerce masum çocuğu öldüren ve bölgemizi felaketin eşiğine sürükleyen İsrail karşısında artık kararlı bir tavır takınmalı ve tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan bu zulme 'Dur' demelidir. Ülkemiz, Gazze'de katliamın sona ermesi, Filistin devletinin kurulması ve bölgemizde kalıcı barışın tesis edilmesi amacıyla sürdürülen çabalara her türlü katkıyı sağlamayı sürdürecektir." şeklinde konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin eğitim ve tatbikat faaliyetlerinin de aralıksız devam ettiğine vurgu yapan Tuğamiral Aktürk, şunları kaydetti:
"Bu kapsamda, 27 Temmuz-10 Ağustos arasında Moğolistan'da KHAAN QUEST, 30 Temmuz-9 Ağustos arasında İzmir'de Yıldırım Seferberlik tatbikatları başarıyla icra edilmektedir. 30 Temmuz-07 Ağustos arasında, Romanya Deniz Kuvvetlerine ait MIRCEA gemisi tarafından Bodrum'a, BALESCU gemisi tarafından ise Mersin'e, Almanya Deniz Kuvvetleri unsuru PEGNITZ ile İtalya Deniz Kuvvetlerine ait DURAN DE LA PENNE gemileri tarafından İstanbul'a liman ziyaretleri yapılmıştır. Pakistan Deniz Kuvvetlerine ait HUNAIN korveti tarafından 6-9 Ağustos tarihleri arasında Gölcük'e, Kanada Deniz Kuvvetleri unsuru CHARLOTTETOWN tarafından ise 9-11 Ağustos tarihleri arasında İzmir'e liman ziyareti yapılacaktır."
Aktürk, Japonya Deniz Harp Okulu öğrencilerinin açık deniz eğitim seyri ve Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100'üncü yılı kapsamında, Japonya Deniz Öz Savunma Kuvvetleri unsuru KASHIMA ve SHIMAKAZE gemilerince 9-12 Ağustos'ta İstanbul'a liman ziyareti gerçekleştirileceğini aktardı.
Tuğamiral Aktürk, yerli ve milli savunma sanayisinin, teknolojisi, tecrübesi, mühendislik altyapısı ve proje yönetim sistematiği ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin imkan ve kabiliyetlerini daha da artırdığını söyledi.
Aktürk, "Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca, muhtelif miktarda 'OMTAS Kuleli Zırhlı Tanksavar Aracı', 'Mini Akıllı Mühimmat' ve 'NEFER Kuleli Zırhlı Muharebe Aracının' muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanmıştır. Ayrıca genel maksat helikopteri projesi kapsamında 1 adet 'T-70' helikopterinin muayene ve kabul faaliyetleri TUSAŞ tesislerinde tamamlanarak Hava Kuvvetlerimizin envanterine alınmıştır." dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, insani yardım faaliyetleri ile orman yangınları başta olmak üzere afetlerle mücadeleyi ilgili kurumlarla tam bir koordinasyon içerisinde sürdüğünü belirten Aktürk, "Rezerv Güç ile yangın söndürme çalışmalarına aralıksız destek olunmaktadır. Bu kapsamda, bugüne kadar 18 ayrı yerde meydana gelen orman yangınlarının söndürülmesine 54 helikopter ile 1030 sorti yapılarak destek sağlanmıştır." diye konuştu.
Bakanlık kaynakları, basın bilgilendirme toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Terör örgütü PKK'ya yakın yayın organlarının "Irak'ın kuzeyinde pek çok askerin şehit olduğuna" dair iddialarına ilişkin sorular üzerine kaynaklar, Pençe bölgesindeki operasyonların etkili ve başarılı şekilde sürdüğünü, Irak ile koordinasyonun hem olumlu hem de her geçen gün artarak devam ettiğini söyledi.
Kaynaklar, dönem dönem terör örgütüne müzahir basın yayın organlarında ve sosyal medyada gerçek dışı bazı yayınlar yapıldığına dikkati çekerek, şunları aktardı:
"Bunlar terör örgütünün son çırpınışlarından başka bir şey değil. Operasyon bölgesinde çatışmalar, sızma çabaları oluyor. Bunları biz kamuoyuna şeffaf şekilde açıklıyoruz. Bunun dışında terör örgütüne müzahir yayın organları tarafından yapılan gerçek dışı bütün açıklamalara ihtiyatla yaklaşılmasını tavsiye ediyoruz. Milli Savunma Bakanlığının açıklamalarının dışındaki açıklamalar dikkate alınmamalı. Son dönemde bölgede etkisiz hale getirilen terörist sayısının artması, kapsamlı ve sürekli operasyon evresine geçmemizle alakalı bir konu. Oradaki mağaralarda kalan teröristler var, onlar yavaş yavaş temizleniyor. Orası tamamen temizleninceye kadar operasyonlar devam edecek. Kilidin kapatılmasına çok uzak değiliz."
Bakanlık kaynakları, terörle mücadelede kapsamında Irak hükümeti ile koordinasyonun nasıl devam ettiği, ortak operasyon yapılıp yapılmadığına dair sorulara, şu yanıtı verdi:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın son Irak ziyaretinde alınan kararlar çerçevesinde Irak hükümeti ile koordineli çalışmalarımız olumlu şekilde devam ediyor. Hem sahada hem de Irak tarafından alınan son kararlarda bunu açıkça görüyoruz. PKK'nın 'yasaklı örgüt' ilan edilmesi önemli bir adım ama biz tamamen 'terör örgütü' ilan edilmesini bekliyoruz. PKK ile bağlantılı üç organizasyonun kapatılmasını da önemsiyoruz. Sahadaki işbirliğinin artarak devam edeceğini öngörüyoruz."
Suriye'nin kuzeyinde, Arap aşiretleri ile terör örgütü PKK/YPG arasında devam eden çatışmalarla ilgili son durum hakkında değerlendirmelerde bulunan kaynaklar, çatışmaların dönem dönem alevlendiğini dile getirdi.
Kaynaklar, "Deyrizor bölgesinde terör örgütü SDG ve YPG'nin yapmaya çalıştığı işlere oranın gerçek sahipleri olan yerel halk karşı çıkıyor. ABD'nin de o bölgeye oraya bir miktar SDG'liyi sevk ettiğine dair bilgiler var. İsrail ile İran arasında yaşanan gerginlik sonrası İran'ın bazı ABD üslerine de saldırısı olmuştu. ABD'nin yeni bir saldırı endişesiyle SDG'lileri bu bölgeye sevk ettiğini değerlendiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Bakanlık kaynakları, Rusya ile Suriye rejiminin Aynularab bölgesinde ortak üs kurduğuna dair haberlerle ilgili şunları söyledi:
"Barış Pınarı Harekatı sonrasında ABD ve Rusya ile iki mutabakat imzalamıştık. Bu mutabakatlar kapsamında terörist unsurların belli bir bölgeye çekilmesiyle ilgili tedbir alınması yer alıyordu. Biz o günden bugüne kadar bu kapsamda yapılacak her türlü çalışmayı olumlu olarak değerlendiriyoruz. Orada da Ruslar ile rejimin bir faaliyeti olduğu açık ve bizim tespitlerimizde de bu var. Bu çalışmayı terör örgütü PKK/SDG/PYD-YPG varlığının o bölgede zayıflaması olarak değerlendiriyoruz ve yakinen de gelişmeleri takip ediyoruz. Bizim için esas olan sınırlarımızın, halkımızın güvenliğidir. O bölgelerden bize herhangi bir taciz, saldırı olması durumunda da gerekli karşılığı her zaman misliyle veririz."
Bakanlık kaynakları, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında düzenlenen Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı'nda çok katmanlı hava savunma sistemi oluşturulmasına yönelik kararla ilgili sorular üzerine, "Türkiye'nin hava ve füze savunmasını bir bütünlük halinde, çok katmanlı olacak şekilde sağlamaya yönelik olarak yerli ve milli radar ve hava savunma sistemleri ile birlikte komuta kontrol imkan ve kabiliyetlerimizi geliştirme çalışmalarımıza devam edilmektedir." yanıtını verdi.
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, son Yüksek Askeri Şura toplantısı sonrasında alınan kararlara ilişkin sorular üzerine, TSK'da görevli general, amiral ve albayların terfi ve emeklilik işlemlerinin, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile 3 ve 8 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri'nin ilgili maddeleri kapsamında yapıldığını aktardı.
YAŞ değerlendirmesine girecek general, amiral ve albayların, mesleki safahatlarının ayrıntılı olarak değerlendirildiğini, tüm çalışma, inceleme ve analizlerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki YAŞ heyetinin değerlendirmesine sunulduğunu, değerlendirmeler sonucu alınan kararların, Erdoğan'ın onayının ardından kamuoyuyla paylaşıldığını hatırlatan bakanlık kaynakları, şunları kaydetti:
"Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu gereği general ve amiral rütbelerine yükselebilmek için asgari lisans düzeyinde eğitim şartı aranmaktır. Bu kapsamda, yükselme sırasında bulunan albay rütbesinde bir personel, kaynağı ne olursa olsun, ilgili mevzuatta gerekli terfi şartlarını sağlaması halinde ve kadro ihtiyacı kapsamında, Sayın Cumhurbaşkanımız başkanlığındaki, Yüksek Askeri Şura heyetinin değerlendirmeleri neticesinde, dün olduğu gibi bugün de generalliğe ve amiralliğe yükseltilebilmektedir. Ayrıca büyük bir özveri ve onurla görev sürelerini tamamlayarak emekliye ayrılan personelimizin de özlük haklarına ilişkin herhangi bir hak kaybı bulunmamaktadır. Bu hususlara yönelik her türlü yasal düzenleme yapılmıştır.
Sosyal medyada iddia edildiği gibi 400'den fazla albayın emekli edildiği bilgisi doğru değildir, abartılı bir ifadedir. Emekli edilen albay sayısı çok daha azdır. Emekli bildirimleri personelin kişilik haklarını korumak maksadıyla sadece 'kişiye özel' yapılmaktadır. Emekli edilen albaylarla ilgili ortaya atılan iddialar doğru olmadığı gibi, TSK'nın ihtiyaçları doğrultusunda 455 albayın görev süresi 2 yıl süreyle uzatılmıştır. TSK'da her bir personel kıymetlidir. Emeklilikle ilgili tüm değerlendirmeler TSK'nın ihtiyaçları, personelin mesleki safahatı ve kadro durumuna göre yapılmaktadır."