Ak Parti’nin Trabzon’da yapılan ilçe kongresinde Trabzon Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı neden delegeler tarafından yuhalanır ki?
Salon tıklım tıklım dolmuş, ekonomiye ve parti içi problemlere rağmen delegeler yine Recep Tayyip Erdoğan’ı yalnız bırakmayacaklarını göstermiş. Her şey olumlu gidiyor. Ancak Mustafa Şen’in ismi söylenince salon bir anda buz kesiyor, soğuk ve yağışlı hava muhalefetine karşın köylerden gelen gerçek Ak Partililer, gerçek dava sahipleri bir anda YUHHHH! Diye bağırıyor.
Bu Ak Part’nin en büyük sorununun çok kısa bir özetidir. Recep Tayyip Erdoğan’ın kurduğu Ak Parti’yi Mustafa Şen ve benzeri siyasetçilerin temsil etmediği ve edemeyeceği seçmenin artık bu tarz siyasetçilerden hoşlanmadığı ve onların olduğu yerde olmayacağının bariz göstergesidir. Çünkü Mustafa Şen seçmene tepeden bakan bir üslup içerisinde olduğu nettir barizdir.
Bakınız köylerden gelip o salonu dolduran insanlar gerçekten Ak Partiye gönül vermiş insanlardır. O insanların o salonda olması bir çıkarın değil aksine bir sevdanın eseridir. Hiç biri bir yerlerden maaş almayan, birilerine yama olmayan ve Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında inandıkları yolda yürüyen insanlar topluluğudur, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen’i yuhalayanlar. Çünkü Mustafa Şen onları Recep Tayyip Erdoğan’a karşı ötekileştirmiştir.
Nasıl mı?
Her seçimde bu insanlara makarnacı, kömürcü, Bim kartçı olarak türlü türlü hakaretler edilmesine rağmen partinin omurgası olan bu insanlara Mustafa Şen sırf Recep Tayyip Erdoğan’a şirin görünebilmek adına hakaret etmiştir. Bağımsızdan Ak Parti’ye transfer edilen bir belediye başkanına rozet takılırken ‘EFENDİM BİZİMKİLER BUNA OY VERDİLER, EFENDİM AK PARTİ’NİN BAĞIMSIZ ADAYI BU’ ifadesini kullanmıştır. Trabzon Milletvekili ve aynı zamanda Ak Parti’nin Genel Başkanı olan bir siyasiden bu cümleler Ak Parti’nin kendi içerisinde satılmışlığının özetidir. Ak Parti’ye gönülden bağlı olan bu seçmenlerde en doğal protesto hakkını kullanarak Mustafa Şen’i protesto etmişlerdir. Çünkü sayın Şen’in bu ifadelerine göre salonda kendisini yuhalayanlar Ak Parti’ye oy vermemiştir. Ya da ‘Bizimkiler’ derken Mustafa Şen Ak Parti’nin tabanını BİZİMKİLER olarak göremeyerek kendisinin de bağlı olduğu başka bir kesimi kast etmiştir. Bu durumda Recep Tayyip Erdoğan için varını yoğunu ortaya koyan AK Parti tabanın zoruna gitmiş ve neticesinde Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili bir siyasi Trabzon tarihinde ilk kez kendi kongresinde, kendi delegeleri tarafından yuhalanmış ve Trabzon’un siyasi tarihinde farklı bir konumda zirve yapmıştır.
Peki bundan sonra ne olacak?
Asıl soru bu bundan sonra ne olacak. Ben size gücüm yettiğince özetleyeyim Mustafa Şen birkaç programa çağrılacak, partinin gençlik kolları organize edilerek kendisine sevgi gösterileri yapılacak. Ortada olan rezilliğin üstü suni bir gündem ile başka bir rezillikle kapatılacak. Böylece Padişahım çok yaşa demeye devam edeceğiz. Sonuç olarak aslında Padişah’tan memnun olmayanlar ya birilerinin dayatması ya da mensubiyeti olduğu camianın kaderi için kan kusacak ama kızılcık şerbeti içtim diyecek.
Bakınız!
Mustafa Şen bu şehirde bir karşılık bulamamıştır. Seçmen kendisinden net bir şekilde haz etmemiştir. Bunun en büyük sorumlusu da kendisidir. Nasıl mı? Siz seçmenden oy isterken ‘seçildikten sonra öyle beni zırt pırt arayamazsınız ciddi yoğunuz’ ifadesini kullanırsanız bu millet sizin varlığınızı bile umursamaz. Çünkü var gibi görünen ama aslında olmayan biri olarak kabul ederler sizi. Karşılık bulamazsınız.
Bu kentte birçok ilçede Mustafa Şen’in karşısına, Rahmetli Mustafa Cumhur’un mezar taşını koysanız kayıtsız şartsız büyük bir farkla seçim kazanır. Çünkü Mustafa Cumhur ve onun gibi olan siyasiler o dönem millete efendi olmadılar, aksine hizmetkâr oldular ve şehirde karşılık buldular.
Bir dönem Faruk Özak bakan olduğu dönemde ilçelere siyah bir Transporter araçla giderdi. Araç içerisinde sadece 1 danışmanı olurdu. Gittiği ilçede, ilçe başkanını, gençlik kolları, kadın kolları başkanlarını araca koyar onlarla beraber tıkış tıkış gideceği yere giderdi. Herkese temas edilir ve başta parti tabanı olmak üzere herkesin gönlü alınırdı. Böyle bir Ak Partiyi’de top atsalar yıkamazlardı.
Süleyman Soylu gibi bir adam bu kentte elini kolunu sallayarak gezdi. Kahvede çay içti kafede tost yedi, herkese dokundu ama kimse ona bir şey yapmadı. Sonucunda da salonlara sığmadı, Ak Parti.
Muhammet Balta bir kere olsun Trabzon’da kırmızı plaka ile gezmedi. Bir Köroğlu bir Ayvaz misali kendi aracında yanında danışmanı ile beraber dolaşabildi.
Salih Cora’yı anlatmaya gerek var mı sizce Ak Parti’nin HAMAL Milletvekili olarak insanların kalbine girdi. Evet, hamaldı ama Recep Tayyip Erdoğan’ın davasının hamalıydı. Köyde Ayşe teyzenin ineği doğuracak olsa ‘Salih evladım bizim inek doğuracak’ diye arıyordu kendisini.
Asım Aykan ilçeleri danışmanı bile olmadan tek başına gezen bir vekildi. Her gittiği ilçede geri dönüşü için mutlaka gönüllü bir araç bulunur ve vekilimizi ben bırakırım derdi. Hiçbir zaman misafir olarak bindiği aracın arka koltuğuna binmez kendisini götürecek olan kişinin yanına oturur ve gidene kadarda onunla sohbet ederdi.
Şimdi bu insanlar gittiler ve yerine Mustafa Şen ve onun ile aynı eksende olan siyasiler geldiler. Dolayısıyla Ak Parti tabanında da bir karşılıkları olmadı ve partinin içinde olan düşüşün ana sebebi bu oldu. Yani gün geçtikçe göz göre eriyor,Ak Parti…
Kalın sağlıcakla..