OYNAYALIM UŞAKLAR GİRESUN BEL KIRMASI

OYNAYALIM UŞAKLAR GİRESUN BEL KIRMASI

Oyna güzelim oyna Giresun Bel kırması…

Yaylada güzel olur fındık ceviz kırması,
Oyna güzelim oyna Giresun Bel kırması…
Ne güzel söylemiş şair dimi. Öyle ki oynayanları izledikçe coşuyor insan. Kalkıp iki turda biz atalım diyoruz ama yaşlandık artık çocuklukta yaptığımız işlerdi bizim bu oyunlar. Onun için biz izlemeyi tercih ediyoruz.
Artık hizmet zamanı değil mi? Peki hizmet yerine ne üretiyoruz biz. Ben söyleyeyim bol bol dedikodu, 2 adet ihaleci, 1adet milletin sosyal medyasını çalmaya çalışan vampir… Hepi topu elimizde bunlar var. Çünkü en iyi becerdiğimiz şey iş değil LAF ÜRETMEK…
Belediyelerin borçlarından şikâyet eden başkanlara sormak lazım acaba aday olurken hiç mi bakmadınız 5 yıl yöneteceğiniz yerin durumuna. O yüzden kimse bana masal anlatmasın bile bile lades olanların bugün ağlamaya hakkı yok. Gelelim tasarruf tedbirlerini bahane edenlere, beyler millet bu dolmaları yemiyor artık. Arkanız güçlü ve çapınız geniş ise hiçbir şey sizi ödenek almaktan uzak tutamaz. 
Sokakları yenilemek, yeni yaşam alanları oluşturmak, 5 çöp kovası daha almak yerine etrafız da ki 3-5 kişiye bir şeyleri peşkeş çekiyorsanız. Yine ağlamanın bir kıymeti yok. Çünkü seçim öncesi verilen sözlerin ardık doğum zamanı geldi. İnsanlar tüm başkanlardan sözlerini tutmalarını bekliyor. 
Siz kırsal bir mahallede iş sözü verdiğiniz delikanlıya anlatamazsınız teslim aldığınız yerin maddi durumunu. Siz seçileyim sana söz dediğiniz diye cümleye başladığınız amcaya anlatamazsınız tasarruf tedbirlerini ve durum bizzat size yazar. Sözünüzü tutamaz ve yalancı olursunuz. Çarşıda sokakta bağda bahçede sözünü yiyen adam olarak anılırsınız. Ve Giresun bel kırması oynayarak işi geçiştirdim sanırsınız ancak maalesef insanlar böyle kıvırmaları da yemiyor.
3 kelimeyi bir araya getiremeyen adamlarla dost, işinde amatör olanlar ile arkadaş olursunuz çünkü verilen ve tutulamayan sözler sizi bu duruma sokar. Yönettiğiniz il ve ilçelere kasvet katarsınız çünkü seçim öncesi ‘BEN BİLİRİM, BENİM İŞİM, BEN YAPARIM’ ifadelerini kullanan sizlerin aslında hiçbir şey bilmediği seçmenin maalesef gözüne gözüne sokulur sizin tarafınızdan.
Bakınız! 
İlçelerde yaşayan inanların öyle afaki istekleri ve beklentileri olmaz. Aksine küçücük bir dokunuş ile onların kahramanı olabilirsiniz. Tabi o dokunuşu becerip yapabilir iseniz. 
İbadetleriniz dininizin gizemi, paranız işinizin sırrı yaptıklarınız ise cebinizde olmalı. Çünkü sizler öldüğünüzde ne paranız ne ibadetleriniz kalacak geride. İnanlar yaptığınız eserlere bakıp yâd edecek sizleri… Emin olun kiminle konuşup kiminle küs olduğunuz bile önemsenmeyecek ve öldüğünüzde İMAM ERKİŞİ NİYETİNE diyecek…
3-5 çakal sizi rehin almış olabilir, etrafınız boş bir kalabalıkla sarılı olabilir. Unutmayın o kalabalığı, o gölgeyi delebildiğiniz sürece iyi bir yöneticisiniz.
Bence artık zafer modundan çıkınız. 
Çıkınız ve insanları kucaklayınız,
Çıkınız ve vaadlerinize başlayınız.
Çıkınız ve doğru ile yanlışı görünüz,
Çıkınız ve şehrinize isminizi işleyiniz…
Dua ve sevgi ile kalın sağlıcakla…



İlginizi Çekebilir