TÜRK SİHA’LARIN ‘YERLİ’ GÖZÜ TÜRKİYE'NİN PARASININ KASADA KALMASINI SAĞLADI

TÜRK SİHA’LARIN ‘YERLİ’ GÖZÜ TÜRKİYE

Yerli savunma sanayisi girişimleri olumlu sonuçlar vermeye devam ediyor. Türkiye, yerli ve milli imkanlarla elektro-optik sistemleri üreterek, yaklaşık 1 milyar doları ülkenin kasasında kalmasını sağladı.

Türkiye'de son yıllarda savunma sanayii en etkili alanlardan biri haline geldi. Sektördeki gelişmeleri ağırlıklı olarak askeri-politik etkiler açısından ele alan Türkiye için ekonomik boyutu da son derece değerli görülüyor.

1 MİLYAR DOLAR TÜRKİYE'NİN KASASINDA KALACAK

SİHA'lar çok uzak menzilden ve yüksek irtifadan hedefleri tespit, teşhis ve takip etmeye yarayan elektro-optik kabiliyetleri bünyesinde barındırıyor. Bu sistemleri Türkiye'nin uzun yıllar Kanada'dan alması, sonrasında yaşanan ambargolar ve nihayetinde yerli/milli olarak bu ürünlerin ortaya konulması sürecin bir boyutunu gözler önüne seriyor. Bahsi geçen sistemler sayıca çok adetlerde ihtiyaç duyulan ve toplamda ciddi paralar ödenen ürünler olarak karşımız çıkıyor. Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin'e göre ortada yaklaşık 1 milyar dolar gibi dev bir bütçe var.

SİHA SİPARİŞ HATTI TAMAMEN DOLU

Türkiye'nin açık kaynaklara yansıyan bilgilere göre şu ana kadar 800'e yakın S/İHA ürettiği bilgisini paylaşan Şahin, "Üretilen yaklaşık 800 adet S/İHA için 600 adet elektro-optik sistem tedarik edildiğini varsayalım... Bu da yaklaşık 700-800 milyon dolarlık bir bütçeye tekabül ediyor" dedi. Şahin, ardından da Türkiye'nin S/İHA üretim hatlarının ve sipariş defterinin tamamen dolu olduğundan bahsedip, haliyle söz konusu bütçe hacminin milyar dolar seviyesine yükseleceğini anlattı.

Bu noktada ASELSAN imzalı ASELFLIR-500 öne çıkıyor çünkü en yakın rakibi olan Kanadalı muadilinden yaklaşık yüzde 30 daha iyi bir performans gösterdiği söyleniyor. Şahin de bu noktaya değiniyor ve haliyle elektro-optik sistemler için ayrılan bütçenin çok büyük bir kısmının ülkemizde kalacağının altını çizdi.

KATMA DEĞERİ SON DERECE YÜKSEK

Elektro-optik sistemlerin yerli olarak üretilmesi kritik. Ancak gözden kaçmaması gereken bir diğer nokta da ihracat boyutu. Türk SİHA'lar Avrupa'dan Afrika'ya, Güney Amerika'dan Orta Asya'ya varana kadar dünyanın dört bir yanında bayrak gösteriyor. Ankara'nın üzerine titrediği konulardan biri olan 'katma değeri yüksek ihracat' meselesinin de göbeğinde bu ürünler. SİHA'ların kilogram başı ihracat değerinin 10 bin doların üstünde olduğu konuşuluyor. Anıl Şahin, yerli imkanlarla üretilen elektro optik sistemlere bir de bu gözle bakılması gerektiğini söylüyor.

ABD, ALMAN VE İTALYANLARLA REKABET İÇİNDE

Her ne kadar Kanada üzerinden ilerlense de aslında Türkiye başka ülkelerle de bu alanda kıyasıya bir rekabet içinde. ABD'li Teledyne FLIR, Alman Hensoldt ve İtalyan Leonardo gibi firmalar Kanada'ya ilaveten elektro-optik sistemler alanında önemli ürünler geliştiren şirketler arasında yer alıyor.

Anıl Şahin, "Biz de bir dönem Teledyne ve Hensoldt şirketlerinin ürünlerini tedarik ettik. Bu ürünleri hem kendimiz kullandık hem de yurt dışına ihraç ettik. Ancak bu ülkelerden de ambargoya maruz kaldığımız dönemler oldu" diyerek süreci özetliyor.

AMBARGO UYGULAYAN ÜLKELER GERİ ADIM ATTI

Gelinen noktada Türkiye'nin en önemli insansız hava platformlarında yabancı elektro-optik kamera devrinin kapandığını vurgulayan Şahin sözlerini şöyle tamamlıyor:

"ASELFLIR-500 ile Bayraktar TB2, ANKA, AKSUNGUR ve Bayraktar TB3 gibi platformlar için yabancı elektro-optik kamera devri kapandı. AKINCI TİHA'da da ASELFLIR-500 kullanılıyor. Ancak Türkiye diğer yanda ASELFLIR-600 gibi elektro-optik sistemleri geliştirme faaliyetlerine de devam ediyor. ASELFLIR-500 ile acil ihtiyacımızı karşılarken, devamı olan ürünlerle birlikte 'lüks' ihtiyaçlarımızı da karşılamış olacağız. İlaveten KIZILELMA ve ANKA-3 gibi platformlar için milyonlarca dolar bedele sahip çok daha özel elektro-optik sistemler geliştiriliyor. Bunlardan bazıları Milli Muharip Uçak KAAN'da da kullanılacak. Özetle, ASELFLIR-500 bir dönüm noktasıydı. Rüştümüzü ispat ettik. Ve ambargo uygulayan ülkeler de gelinen noktada geri adım attı. Şimdi Türkiye, ürettiği ve ihraç ettiği sistemlerle vakti zamanında dünyada çok geniş bir satış ağına ulaşan rakip ülkelerin pazar payını almak için de çalışacak. Ve bence gelecek dönemde yüzümüzü güldüren ihracat haberlerini daha sık duyacağız."



İlginizi Çekebilir