Türk mühendislerinin geliştirdiği yerli Otomatik Depozito İade Makinesi, Türkiye'nin Sıfır Atık Projesi kapsamında önemli bir adım olarak hayata geçiriliyor. Bu teknoloji sayesinde tek kullanımlık içecek ambalajlarının ekonomiye kazandırılması ve geri dönüşümü sağlanarak çevreye katkıda bulunulması hedefleniyor.
Nero Grup ve GDS Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Alican Ökçün, bu teknolojiyle ilgili yapılan çalışmaları ve başarıları paylaşarak, yerli üretim otomat makinelerinin ve doğrulama ünitelerinin yüksek kalitesini vurguluyor. Yerli üretimin artmasıyla ithalata olan bağımlılığın azalacağını belirten Ökçün, Türkiye'nin bu alanda yılda binlerce otomat ve doğrulama ünitesi üretebilecek kapasiteye sahip olduğunu söylüyor. Ayrıca, bu teknolojinin ihracat potansiyeli de olduğunu ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayabileceğini vurguluyor.
Alican Ökçün, Türkiye'de geliştirdikleri teknolojilerin yerlilik oranının yüzde 100 olduğunu vurgulayarak, ürettikleri depozito iade otomatları ve doğrulama ünitelerinin milyarlarca lira tasarruf sağlayacağını ve ülke sanayisinin gelişimine katkı yapacağını belirtiyor. Ayrıca, bu teknolojilerle çevre koruma çalışmalarına önemli katkılar sağlanacağını dile getiriyor. Geri dönüşüm otomat makinelerinin kullanımıyla atıkların geri dönüşüm sürecinin teşvik edileceğini ve böylece karbon ayak izinin azaltılacağını vurgulayan Ökçün, doğal kaynakların korunmasına ve enerji tasarrufuna da katkı sağlanacağını ifade ediyor.
GDS Teknoloji olarak yıllık 18 milyar şişe toplama hedeflerinin bulunduğunu ve bu hedef doğrultusunda teknolojilerini sürekli olarak geliştirdiklerini belirten Ökçün, sosyal sorumluluk projelerine verdikleri önemi de vurguluyor. Okullarda düzenledikleri eğitim programları ve geri dönüşüm bilincini artırmaya yönelik çalışmalarıyla toplumda çevre bilincinin geliştirilmesine katkı sağladıklarını dile getiriyor.
Son olarak, Türkiye'nin bu teknolojiyi geliştirme ve yaygınlaştırma sürecinde elde ettiği başarıların, ülke sanayisine ve ekonomisine büyük katkılar sağlayacağını öne sürüyor ve teknolojilerinin uluslararası pazarda rekabet edebilirlik potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.
