Kim ne söylerse söylesin…
AK Parti hükümetlerinin içerisinde en dikkat çeken bakan Berat Albayrak olmuştur…
Hep üretti…
Hep yeni keşiflere koştu…
Hep mücadele etti...
Hep alnı açık, başı dik, eğilmeyen, bükülmeyen bir bakanlık gerçeği ortaya koydu!
Bunu bugün daha iyi anlıyoruz ki Türkiye Berat Albayrak ile keşfetmeyi öğrendi…
Onun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı dönemi, Türkiye’de ilk kez yüzde yüz yerli ve milli bakış açısı ile bir milat oldu…
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde devlet yönetiminde enerji ve yeraltı zenginlikleri ilk kez bu denli gündemde yer aldı...
Ve almaya devam ediyor..
Özellikle Türkiye’nin "jeokimya haritasını" ortaya çıkararak hangi bölgede, hangi madenlerin olabileceği konusunda 55 bin numune toplattı…
Bilin ki ondan önce Türkiye'nin mevcutta bir jeokimya haritası bulunmuyordu...
Dünya genelinde jeokimya haritaları, maden aramacılığında yaygın olarak kullanılıyor. Jeokimya; litosfer, pedosfer, hidrosfer, biyosfer ve atmosferdeki tüm kimyasal olayları inceleyen bilim dalı olarak biliniyor.
Ama Berat Albayak’ın bakanlığı dönemine kadar gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanları bu haritayı ortaya çıkarmayı hiç hatırlamadı ne dense!..
Anlayın Berat Bey neden gizli açık güçlerin hedefi oldu!..
Bu ülkede eğer devlet yönetiminde dış güçlerin oyuncağı değil, yüzde yüz yerli ve milli kimlik taşıyorsan hedefsindir!
Ne diyordu o günlerde (09.08.2017)
"Jeokimya haritası için 50 binden fazla örnek alındı. Numunelerin sonuçları çok iyi geldi. Harika neticeler var. Türkiye'nin taşı da, toprağı da altın inşallah"
Türkiye'nin sahip olduğu üç derin deniz sondaj gemisi Fatih, Yavuz, Kanuni ve Sultan Abdülhamit Han projeleri nasıl ortaya çıktı dersiniz!..
Berat Albayrak'ın eli değdi...
O günlerde onun keşiflerine burun kıvıranlar, ardından ortaya çıkan keşiflerle yüzleşirken kamuoyu karşısında olmasa dahi kendi vicdanlarında eminim büyük bir mahcubiyet yaşadı ve yaşıyor...
Çok büyük haksızlığa maruz kaldı...
Ama sustu...
Eğer bugün Gabar Dağı’nda petrol bulunduğu müjdesi veriliyorsa, bunun mimarı işte Berat Albayrak’tır…
Tıpkı…
Karadeniz’de yapılan sondajlarla ortaya çıkan doğal gaz müjdesi gibi…
Rüzgâr enerjisindeki patlamanın, onun bakanlığı günlerinde ortaya koyduğu hedefin meyveleri olduğu gibi…
Madencilik ve enerji alanında bütün gizli saklı, olmaz denilen tabuları tek başına yıkmasını bilen bir devlet aklıdır Berat Albayrak…
O nedenle hep yazarım…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını Berat Albayrak’tan önce Berat Albayrak'tan sonra diye ikiye ayırmak gerekir…
Türkiye, Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı görevi yürüttüğü süre zarfında enerji alanında büyük atılımlara imza attı.
Yakın, orta ve uzun vadede Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak adına stratejik adımlar atılırken, enerjide yerlileşme oranı artırıldı. Yenilenebilir enerji alanında dünyaya örnek olacak projeler gerçekleştirildi.
Türkiye enerji ve yeraltı kaynakları bakımından büyük atılımlara ve projelere imza attı.
Yani milattır Berat Albayrak'ın Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı dönemi..
Diyeceksiniz ki ya Hazine ve Maliye Bakanlığı...
Cumhuriyet tarihinin en zor, en kırılgan, en çok dış saldırı ile karşı karşıya kalındığı dönemine denk gelmesi en büyük şansızlığı oldu...
Adeta gün yüzü gösterilmedi!..
Bu ülkede uzun yıllar siyaset yapıp bir çivi çakmayan siyasiler tarafından "Damat.. Damat " diye ahlaksızca saldırıya maruz kaldı!..
Buna rağmen azgın sularda gemisini sağ salim limana demirleyen kaptan olarak istifa etti.
Çünkü dediği gibi at izinin it izine karıştığı bu kaypak, bu çirkef, bu fitne fesat düzenin adamı olamadı…
Az zamanda inanılmaz keşiflerin altına imza atan bir bakan gerçeğini yaşarken, bu gerçeğe rağmen muhalefetin ahlaksızca saldırıları karşısında ona sahip çıkılmadığını görmek üzücüydü…
Partisindeki arkadaşları dahi!..
Neden mi?
Çünkü siyaset yapmadı...
Önüne gelene kapı açmayan devletin hazinesinden çıkan her kuruşun hesabını yeri geldiğinde Bakanlar Kurulunda dahi soran bir Hazine ve Maliye Bakanı sevilir mi?
Aslında bu konuda çok şey yazılır!..
Kimler kapısını çaldı!..
Ve kimlere "Siz beni başkaları ile karıştırdınız" fırçası atıldı!..
Çünkü düzene isyan eden bir Bakan gerçeği ile tanışıldı…
Bakın…
Bazıları Ali Babacan’ı ekonomi dehası olarak gösteriyor ya!
Devletin kasasının dolu olduğu, dünya piyasalarında paranın bol olduğu, hiçbir ekonomik saldırı olmadığı dönemde bakanlık yapmak çok kolaydı!
Yarın düşünülmeden hazine parası su gibi akıtılıp deha olmak bu!
Berat Albayrak mı, Ali Babacan mı sorusunun cevabı çok kolay!
Gerçek yüzünü gördük işte...
Biri yerli ve milli!..
Diğeri gayri milli!...
Bu ülkede yerli ve milli olmak çok zordur ki Berat Albayrak’a acı ama gerçek bu gerçeği yaşattık!..
Giderken arkasından “haksızlık bu” diye tek kelime etmeyenler, bugün “Keşke dönse” diyorsa ki diyor hak tecelli etmiştir demektir..
Allah doğrudan yanadır…
Allah var...
Berat Albayrak dosdoğru adamdı…
"128 milyar dolar nerede? "iftirasını atan CHP'nin yüzüne tek başına verdiği mücadele ile yargının tokatını vurdurdu!..
2015-2018 yılları arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 10 Temmuz 2018'den 10 Kasım 2020 tarihine kadar ki Hazine ve Maliye Bakanlığı kim ne derse desin Berat Albayrak için yüzakıdır!
Bazen kaybettiğini düşündükleriniz aslında kazanmıştır…
İşte Berat Albayrak da kazananlar arasında!..
Bugün halk arasında bu gerçeği yaşıyoruz!..
Bazıları soruyor...
"Berat Albayrak neden suskun?" diye...
Susmak, dayanılması çok güç bir cevaptır!..
Güzel bir söz vardır...
"Otoriteyi susmak kadar arttıran bir şey yoktur, söylemek fikri sulandırmakta, içteki ateşi dışa yayıp köreltmektedir."
İşte Berat Beyin suskunluğu bundan olsa gerek!..