Bir toplumun ya da ülkenin yapabileceği en büyük hata, akıl, mantık ve bilimden yani kısaca bilimsel düşünceden uzaklaşmaktır.
Bilimsel düşünce, insanlık tarihinin en büyük başarısı olan modern bilim ve teknolojinin temelini oluşturur.
Bilimsel düşünceden sapma, sadece bireysel cehaleti değil, aynı zamanda toplumsal gerilemeyi de beraberinde getirir.
Bir toplumun ya da ülkenin bilimsel düşünceden uzaklaşması, eğitimden sağlığa, ekonomiden çevreye kadar birçok alanda geri kalmasına neden olur.
Bilimsel düşünce, toplumsal ilerlemenin ve insan refahının temelidir.
Bunun yanı sıra eğitimde fırsat eşitsizliği, adaletsiz yargı sistemi, ifade özgürlüğünün kısıtlanması, çevreyi ihmal etmek ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi diğer büyük hatalar da toplumsal yapıyı olumsuz etkiler.
Bilimsel düşünceyi, adaleti, eşitliği ve özgürlüğü merkeze alan politikalar, sürdürülebilir bir gelecek için hayati öneme sahiptir.
Toplum olarak geçmiş dönemlerde yapılan hataların bedelini çok ağır ödüyoruz
Oysa her hata her yanlış bize bir doğruyu işaret etti..
Fakat biz o doğruları bile anlamak istemedik
İşimize gelmedi..
Son pişmanlık fayda etmiyor
Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkmanın özünde doğrular var
Cehaletin karanlığın bize hiç bir fayda getirmediğini hep beraber görüyor ve yaşıyoruz
Başta kutsal dinimiz İslam olmak üzere en kıymetli en hassas değerlerimiz cehaletin eline geçtiğinde işin içinden çıkamıyoruz
Yerle bir oluyoruz..
O karanlık eller ahtapot gibi her tarafımızı sarıyor
Ülke olarak her alanda çöküş yaşıyoruz..
Ekonomik krizler faili meçhul cinayetler şiddet ve suç oranlarındaki artış ile birlikte mutsuz ve umutsuz bir ülke haline geliyoruz
İşte bu yüzden ki yüzümüzü bilime adalete ve gerçeklere dönmek zorundayız
Iste bu yüzden ki tek liman bilimsel eğitim adalet ve demokrasi olmalı..
