ENİS YILDIRIM


KİM BU KÖYÜN ÇAKALI

.


Bir varmış bir yok muş...

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken, pireler berber iken çok uzak köyün birinde çakal ile KURT yaşarmış. KURT bilidiğiniz gibi dik başlı, omurgalı, duruşuyla takdir gören, insanoğlunun beğendiği asil bir canlıymış. Çakal ise her zaman ki gibi sülük, yapışkan, arkadan oyunlar çeviren, büyüğü küçüğü tanımayan, her kapıda yalakalık yapan, dili yere düşmüş omurgasız bir canlıymış. Kendini KURT'tan akıllı sanıyormuş. Başına geleceklerden haberdar bu çakal, zaman zaman korktuğundan olacak isim vermeden bizim vakur başlı KURT'u anarmış. Yaptıklarından utanmadan, arlanmadan hemde...

Canlıların yüz karası bu çakal, seçim zamanı önce yemek bulduğu bir kapıda dostlarıyla beklerken, kalabalığın başka bir kapıya kaydığını görünce saf değiştirmiş. Yol arkadaşlarını bırakıp yeni yol arakadaşları aramak için yağlı kapının yolunu tutumuş. Az gitmiş uz gitmiş o kapıyı bulmuş. Oradaki çobanlar bu çakalı dövmek istemiş fakat bizim omurgasız çakal yolunu bulup bacadan içeri girmiş ve sobanın arkasına sığınmış.

Aman ben ettim siz etmeyin, verin bana bir kap yemek olalım gardaş demiş. Eeee kapıya gelmiş çakalı geri çevirmek olmaz, yarın bunu kullanırız  demişler ve bir kap yemeği önüne koymuşlar. O dur budur bizim çakal o kapıda gezinip duruyor. Nemalanıyor, sahiplerine şirin görünmek için dedikodu yapıyor. Efelenip ortaya atlıyor. Zaman zaman sahibini arkadan vuruyor. Dönüp dolaşıp takla atıp yerine oturmayı beceriyormuş. Gel zaman git zaman bu çakalın yaptıkları arşa değmeye başlamış. Sahibi emir vermiş. Gidin bu çakalı asın demiş. Oradaki çobanlar çakalın tüm yalvarmalara rağmen asmak yerine çakalı döve döve öldürmüşler. Yediği her bir sopa yaptığı her bir çakallık içinmiş. 

Bunları neden anlattım; 

Dik duracaksın. Çakal olmayacaksın. Sonunu bileceksin. Duruşun ve endamın olacak. Dünü kapısında geçirdiğin adamı arkadan vurmayacaksın. Yolda onu görünce, yolunu değiştirmeyeceksin. İftira atıp sonra çamura yatmayacaksın. Paranın kulu çakalı olmayacaksın. Öyle masa masa gezip isim vermeden dedikodu yapmayacaksın. Bak çakal kardeş, senin bildiğin kadar benim unuttuğum var. Yaptıklarını tek tek yazmıyorum. Yazarsam sokağa çıkmaya utanırsın, tabi sen de o yüz varsa....

Son söz; Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az. Bu da kulağına küpe olsun, emi çakal kardeş...