AHMET KÜLEKCİ


ONURSAL BAŞKAN UYARMIŞTI!

Trabzonspor Kulübü Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’ın sadece Trabzonspor’a değil Türk futboluna katkıları unutulmaz


Bu zamanlarda kendisinin engin deneyimlerini arar olduk
Bakın Türk futbolu ne hale düştü
Ne sahada ne ekranda ne masada ne de Federasyonda marka değeri kalmadı
Kimin eli kimin cebinde belli değil
Ne tat kaldı ne huzur
Ne güven var ne de ortada bir başarı
Dibe vurdukça vuruyor
Avrupa kupalarında bile halimiz ortada
Ligde ise ne rekabet var ne de izlemeye değer mücadele
Sürekli bir kaos ortamı hakim
Futbol adeta siyasi bir rant haline dönüşmüş ticarethane olmuş ve mafya tetikçilerin eline geçmiş
Oysa bir zamanlar biz sadece FUTBOLU konuşurduk
Sahalarda ekranlarda maç izlerken zevk alırdık
Şiddet hiç bu kadar futbola hakim değildi
Tarihler 1991 yılını gösteriyor
Hatırlayanlar-bilenler iyi bilir
O dönem Mehmet Ali Yılmaz bakandı
Mehmet Ali Yılmaz Spordan sorumlu devlet bakanlığı yaptığı dönemde futbolun özerkleşmesinin
önünü açan yasayı hazırladı.
Böylece artık futbol politikanın ilgi alanının dışına çıkacak, amatöründen profesyoneline tüm
futbolu paydaşları yönetecek ve politikacılardan etkilenmeyecekti.
Yıllar önce Türk futbolunun geleceği için atılan en önemli ve değerli bir adımdı
Yılmaz başkan gidişatı görmüş ve neşteri vurmuş ve de uyarmıştı
Peki sonra ne oldu?
Futbol -futbol olmaktan çıktı..
Sahalar karıştı hakem dövüldü taraftarlar kontrol edilmedi

Kulüpler borç batağına sürüklendi
Siyaset iktidarı ve muhalefeti ile futbolun dibine indi..
Milyonlarca insanın en büyük tutkusu sevdası ve aşkı olan futbol kirlendi-kirletildi..
Şampiyonluk bile artık bir anlam ifade etmiyor
Futbol artık birilerinin tonla para kazandığı birilerinin makam-mevki peşinde koştuğu birilerin de saf
ve temiz duyguları ile takımının peşinde koştuğu bir sektör haline geldi
Kim kazanıyor kim kaybediyor hepsi ortada?
Türk futbolunun çok geniş kapsamlı bir tedaviye ihtiyacı var
Bunu yapacak kişilerin de deneyimli birikimli samimi ve cesur insanlar olması gerek
Yoksa o gitsin bu gelsin demekle bu işler asla düzelmez
Dibe vurdukça vururuz..