Ölüm vuslat ise hayat işkence
Öyle bir hesap ki sırattan ince
Kefen giymiş isen ölmeden önce
Beze ne gerek var beze be dostum…
Öyle lafı eğip bükmeyeceğim. Her zamanki gibi net olacak sözlerim çünkü ne birinin şaklabanı ne de birinin düşmanıyım. Ortaya yazıyorum; yanlışa yanlış, doğruya ise doğru diyorum. Hadi başlayalım o zaman!
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nu mercek altına aldık bu kez. Daha önce de dile getirmiştim, Zorluoğlu’nun tek rakibi kendi ekibi demiştim.
Neden mi?
Vizyon projelere baktığımızda hemen hepsi Zorluoğlu tarafından tespit edilip projeye başlanılmış. Bir tarafta vizyon projelerini yaparken öteki tarafta minik işlere takılıp kalmak sizi komik duruma düşürüyor. Öyle ki hırsız içeriden olunca maalesef kapı kilit tutmuyor.
Şimdi bir adam düşünün! Trabzon ile tek bağı kazandığı paralar. Başkası yok ama muhterem Trabzon siyasetini dizayn etmeye çalışıyor. Karşısında dik duran kim var ise yayın organlarını kullanarak baskı yapıyor. Gözden düşürmeye çalışıyor, çamur atıyor. Aslında o da biliyor çamurun tutmayacağını ama izinden faydalanıyor. 3 kitap 10 lira, 5 gazete 1 lira kampanyaları yapıyor; almayana ise neler yapıyor neler! Gelinini bir kuruma, oğlunu başka bir kuruma yerleştiriyor. Akrabalarını demeye bile gerek yok. Trabzonlu bile olmayan bu adam tüm bunları Ak Partili görünerek yapıyor. Ancak devrin adamı olduğunu yaptıkları ile ele veriyor. Ak Parti içinde öyle bir kesim var ki onları kullanıyor. Her fırsatta Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’na vuruyor. O, Ak Partili Belediye Başkanına vuruyor; Ak Parti’de il genelinde üst düzey görevde olanlar onu alkışlıyor. E şimdi demezler mi adama, hani Trabzon Büyükşehir Belediyesi Ak Parti’nindi diye? Öyle ya Ak Parti’nin Belediye Başkanına saldırıyorlar. Yöneticiler, belediye meclis üyeleri, başkan yardımcıları, diğer ilçelerin belediye başkanları sadece izliyor. O halde soruyorum, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Trabzon’un Gazzesi ve sizler de zulmü izleyen Arap ülkeleri misiniz? Çünkü birebir benziyor. Orada Yahudi’nin yaptığı katliama ses çıkarılmazken burada ise kendi sancağının altındaki adama sahip çıkmıyorsunuz.
Başarısızlık var ise kolu kırın ama yen içinde bırakın sayın yöneticiler! Çünkü Tayyip Erdoğan yıllarca bu şekilde yaptı. Adam Murat Zorluoğlu’na iftira atıyor, aynı gün Ak Partili ilçe belediyelerinden reklamlar alıyor. Kendinize gelin ve kendinize güldürmeyin. Çünkü insanlar kapalı kapılar ardında yapılan senaryoları çok ama çok iyi görüyor.
Akçaabat’ta kaza oluyor, can kaybı yaşanıyor. Aynı kişi buradan kendisine pay çıkararak insan hayatı üzerinden nemalanmaya çalışıyor ve tehditlerini bir bir sıralıyor. Yazarım ha diyor, yazarım! Sera Gölü’nde, facianın eşiğinden dönülüyor. Herkes içmek için aldığı elindeki suyu bile yangına püskürtürken bu muhterem Belediye suçludur diyor. Düşünün daha yangın sönmemiş, ortada rapor yok ama cezayı kesmiş bile. Hâkim olmuş, savcı olmuş, itfaiyeci olmuş ve cezayı kesivermiş. Ak Partili bir kesim de alkışlayıvermiş hemen.
Devam edelim…
Şu an şehirde esen rüzgar Murat Zorluoğlu’nun devam etmesi yönünde. Bunun için ankete bile gerek yok. Çünkü Zorluoğlu, 4 ay sonra görevi bırakmış olsa bile kentte ismini yaşatacak, yapılamaz denilen ne var ise yapmış… Muhterem ise ‘elimde anketler var, Zorluoğlu şehirde yok’ diyor. Ama hata Zorluoğlu’nda! 3 kitap 10 lira, 5 gazete 1 lira kampanyasına katılmış olsaydı emin olun aynı adam Zorluoğlu’nun heykelini dikelim derdi. Hani diyorum ya Murat Zorluoğlu’nun seçim ya da adaylık problemi yok diye, daha iddialı bir cümle kuralım o halde. Anketlerde, ‘Murat Zorluoğlu dipte’ diyen şahsiyet; Zorluoğlu başkanlığı bıraksın, bu kişi de yayın organları ile bağını kessin, beraber meydanda bir gezsinler bakalım kaç kişi Zorluoğlu’nun elini sıkacak, kaç kişi bu adamın yüzüne tükürecek? Emin olun ağır bir ifade değil. Hakaret asla değil! Bu sadece bir tahmin.
Yazımın başında dediğim gibi ne birinin düşmanıyım, ne de kalemim kiralık. Sadece gördüklerimi bağımsız bir basın mensubu olarak dile getiriyorum. Ben bunu başarabilirken Ak Parti içerisindeki bu durumu alkışlayan, sesini çıkarmayan şakşakçılar, siz ne yapıyorsunuz?
Bence artık uyanın ve elinizi yüzünüzü soğuk su ile yıkayın. Çünkü iş işten geçiyor!
Kalın sağlıcakla…
